Esas No: 2021/4169
Karar No: 2022/3572
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4169 Esas 2022/3572 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4169 E. , 2022/3572 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/12/2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tapudaki kira şerhinin terkini istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın davalı ... Ltd. Şti.'ne yönelik ecrimisil talebinin reddine, diğer talepler bozma ile kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 28/01/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalılar Hazine, ... Petrol A.Ş. ile ... Petrol Ltd. Şti.'ye karşı açtığı davada, vekil edeninin, dava konusu 330 parsel sayılı taşınmazda satın alma yolu ile davalı ... Petrol ile birlikte hisseli olarak malik olduğunu, taşınmaz hissesini satın aldığında taşınmazda petrol işletmeciliği yapan davalı ... Petrol A.Ş.'nin de kiracı olarak bulunduğunu, davalı ... Petrol Ltd Şti.'nin taşınmazdan tahliyesini beklerken diğer davalı ... Petrol A.Ş. ile arasında geçmiş tarihli 7 yıl 2 ay süreli kira sözleşmesinin imzalandığını, kiranın başlangıç tarihinin 12/07/2004 bitim tarihinin de 20/09/2011 olarak yazıldığını ve tapu siciline 29/12/2005 tarihinde şerh edildiğini, yapılan kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan yapıldığından geçersiz olduğunu belirterek, bahse konu kira sözleşmesinin ve şerhin iptaline; davalıların, vekil edeninin 4000/10360 payına yaptıkları müdahalenin men'ine, şimdilik 60.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Petrol Ltd. Şti. vekili, dava konusu yeri 12/07/2004 tarihinden beri kiracı sıfatı ile işlettiğini, dava konusu yeri hissedar olan diğer davalı ... A.Ş.’den kiraladığını, davacının hissesi kadar olan yeri kullanmasına herhangi bir engelin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... A.Ş. vekili, taşınmaz üzerinde çıplak mülkiyet hakkına sahip olduğunu, tapu kaydında da görüleceği üzere 6360/10360 hissesinin intifa hakkı ile birlikte 15 yıllık ... Türkiye A.Ş. lehine 23/03/2000 tarihinde ipotekli olduğunu, taşınmaz üzerindeki tesislerin vekil edeni tarafından 19-20 yıl önce yapıldığını, taşınmazın diğer davalıya 12/07/2004 tarihinde kiralandığını, kira şerhinin yalnızca müvekkilinin hissesi üzerine konulduğunu, taşınmazda fiili bir kullanımın olduğunu, taşınmazda davacının kullanacağı yerlerin boş ve kullanıma uygun durumda olduğunu, davacının kullanımına engel olunmadığını, davacının ortaklığın giderilmesi davası da açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk hükümde, “Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının tapu sicil müdürlüğüne karşı açmış olduğu davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1-d ve 115/2. maddesi uyarınca usülden reddine, Davacının müdahalenin menine yönelik talebinin reddine, davacının tapu kaydındaki kira şerhinin terkinine ve iptaline yönelik talebinin reddine, 9.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalı ... Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine diğer davalılara yönelik talebin reddine, davacının fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince temyiz talebinde bulunulması üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 12.02.2019 tarih, 2018/11008 Esas, 2019/1323 Karar sayılı ilamı ile, “1) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2)Davalı ... Petrol Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, dosyaya sunulan kira sözleşmesi incelendiğinde, 330 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun tüm müştemilatı ile birlikte, davalı ... Petrol A.Ş. tarafından diğer davalı ... Petrol Ltd. Şti'ye 12/07/2004 tarihinde, 20/09/2011 tarihine kadar kiralandığı ve sözleşmenin 29/12/2005 tarihinde tapuya şerh edildiği, davalı ... Petrol Ltd. Şti'nin kullanımının da bahsi geçen kira sözleşmesine dayandığı tartışmasızdır. Bu durumda, davalının kira sözleşmesine dayalı olarak taşınmazı kullandığı ve davacının da bahsi geçen davalının taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu bildiği hususları birarada değerlendirildiğinde, davalı ... Petrol Ltd. Şti'nin kullanımının haksız ve kötüniyetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Az yukarıda da açıklandığı üzere, davalının kullanımı haksız ve kötü niyetli bulunmadığından, taşınmazı kira ilişkisine dayalı olarak kullandığından, tazminat ile sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Tüm bu hususlar düşünülmeden, davalının ecrimisil bedelinden sorumlu tutulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu, “Davanın Reddi ile,
1-Davacının Tapu Sicil Müdürlüğüne karşı açmış olduğu davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden Reddine dair karar Yargıtay incelemesinden geçip onanmış olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının Müdahalenin Men'ine, tapu kaydındaki kira şerhinin terkinine ve iptaline ilişkin taleplerinin Reddine ilişkin karar Yargıtay incelemesinden geçip onanmış olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının ... Petrolden Ecrimisil talebine ilişkin verilen karar Yargıtay incelemesinden geçip onanmış olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının ... Petrol Ltd.Şti.nden Ecrimisil bedeline ilişkin talebinin Reddine”, karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı ... Petrol Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.