Esas No: 2021/3109
Karar No: 2022/3573
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3109 Esas 2022/3573 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/3109 E. , 2022/3573 K.Özet:
Ceyhan'da bir davada satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, satış vaadi sözleşmesinin iptali talep edilmiş. Mahkeme kararında, Tebligat Kanunu'nun 19 Ocak 2011'de yürürlüğe girdikten sonra yapılan bir değişiklikle gerçek kişilere yapılacak tebligatlarda iki aşamalı yol benimsendiği belirtilmiş. Buna göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılmaması gerektiği ifade edilmiş. Kanuna göre, muhatabın ilkin bilinen veya gösterilen en son adresine normal bir şekilde çıkarılması gereklidir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca muhatabın lehine olan araştırmalar yapılması ve tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği belirtilmiş. Kararda ayrıca, Tebligat Kanunu'nun 25. maddesinde yabancı memlekette tebligat usulü düzenlendiği ve bu maddeye göre, yabancı memlekette tebligatın o memleketin salahiyetli makamı vasıtasıyla yapılacağı ifade edilmiş.
Kanun maddeleri:
- Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri
- Tebligat Kanunu'nun 25. maddesi (yabancı memlekette tebligat usulü)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada satış vaadi sözleşmesinin iptali talep edilmesi üzerine mahal mahkemesinden verilen hüküm davacılar birleştirilen davada davalılar vekili, davalı ... ve davalılar birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
I-7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
a)Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
b)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
II-Tebligat Kanununun 25. maddesinde ise yabancı memlekette tebligat usulü düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister. Kanunun 25/a maddesine göre de kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
1-Daire kararının davalılardan ...’nın ilk olarak bilinen adresine yapıldığı ve tebligatın iade dönmesi üzerine kayıtlı adresi araştırılarak bu adrese çıkarıldığı ancak adresin ilk adresten farklı olduğu gözetilmeksizin doğrudan doğruya TK'nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu görülmüştür. Adı geçen davalının adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde bölge adliye mahkemesi kararının tebliği ile kanun yoluna başvuru süresinin beklenilmesi,
2-Daire kararının davalılardan ...’a yurtdışı adresi itibariyle tebliğe çıkarıldığı, ancak yetkili makamlarca tebligatın yapılamadığı bildirildiği halde yeniden tebliğe çıkarılmadığı anlaşıldığından davalının adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde bölge adliye mahkemesi kararının tebliği ile kanun yoluna başvuru süresinin beklenilmesi,
3-Davalılardan ...’ın ölü olduğu anlaşıldığından davalıya ait mirasçılık belgesi ilgilisinden temin edilerek dosyaya eklenmesi,
4-Hükmü temyiz eden davacılar vekili ile davalılardan ... vd. vekiline temyiz harç ve masraflarını yatırmak üzere ihtaratlı tebligat çıkarıldığı ancak tebligat gereklerinin yerine getirildiği dosya kapsamı ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede anlaşılamadığından harç ve masraflar yatırılmış ise makbuzlarının dosyaya eklenmesi, yatırılmamış ise yatırılmasının sağlanması, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 18.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.