Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/551 Esas 2019/69 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/551
Karar No: 2019/69
Karar Tarihi: 14.01.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/551 Esas 2019/69 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı tarafından icra takibi başlatıldığını ancak kendisinin imzaya itiraz ettiğini ve icra mahkemesinin itirazı kabul ederek takibin durdurulmasına karar verdiğini belirterek, bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını ve davalının bu durumu bildiği halde kötü niyetli davrandığını, bu nedenle borçlu olmadığının tespit edilmesini ve kötü niyet tazminatının ödenmesini talep etmiştir. Davalı ise bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını bilemeyecek durumda olduğunu ve davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını belirleyen Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporuna dayanarak davacının borçlu olmadığına karar vermiştir. Ancak dava şartı olan hukuki yararın davada bulunmadığı gerekçesiyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermiştir. Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu'nun 170. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2017/551 E.  ,  2019/69 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalı tarafından başlatılan icra takibinde davacı tarafından imzaya itiraz edildiğini, icra mahkemesi tarafından imzaya itirazın kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının bono altındaki imzanın davacıya ait olmadığını bilmesine rağmen icra takibi yapmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının imza itirazının icra mahkemesi tarafından kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verildiğini, menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olmadığını, hukuki yararın dava şartı olduğunu, davalının ciro yoluyla bononun yetkili hamili olduğunu, bonodaki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilecek durumda olmadığından kötü niyetinden söz edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini ve davacı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının aleyhine başlatılan icra takibine dayanak teşkil eden bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek ... İcra Hukuk Mahkemesinde imza itirazında bulunduğu, yaptırılan inceleme sonucu Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 17.4.2014 tarihli raporunda takip konusu bonodaki davacı adına atılmış imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği, bu raporun aksine davalının başkaca delil sunmadığı, yeniden rapor alınması gerekmediği, bononun davalıya ciro edildiği, davalının keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının icra takip dosyasından borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/01/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    (M)

    KARŞI OY YAZISI

    Davalı-alacaklı tarafından davacı-borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibe karşı davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine İİK"nun 170. maddesine dayanılarak açılan ödeme emrine karşı imzaya itiraz davası ... İcra Hukuk Mahkemesi tarafından kabul edilerek "takibin durdurulmasına" karar verilmiştir.
    Davalı-alacaklı tarafından artık bu takibin yürütülmesi hukuken mümkün olmadığından davacı-borçlunun ayrıca bu takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmasında hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar bir dava şartı olup yokluğu halinde davanın usulden reddi gerekir.
    Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak davanın kabulü yanında davalının harç yargılama gideri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
    Yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun onama kararına muhalifim.14.01.2019




    Hemen Ara