Izrar Kasdı - İptal Davası Açma Hakkı - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2006/1258 Esas 2006/3739 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/1258
Karar No: 2006/3739
Karar Tarihi: 20.06.2006

Izrar Kasdı - İptal Davası Açma Hakkı - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2006/1258 Esas 2006/3739 Karar Sayılı İlamı

 

 

15. Hukuk Dairesi 2006/1258 E., 2006/3739 K.

15. Hukuk Dairesi 2006/1258 E., 2006/3739 K.

  • IZRAR KASDI
  • İPTAL DAVASI AÇMA HAKKI

 

  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 179 ]
  • 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 24 ]

"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, 6183 sayılı Yasaya göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, mahkemece borçlu K…

… Küçük Ada Bakkaliye Maddeleri Pazarlama Ticaret A.Ş.nin aciz halinde olmadığı ayrıca davaya konu borçları devir alan Ö…

… Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin borçlu ile işbirliği içinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davalılardan borçlu K…

… A.Ş.nin iflasına dair verilen kararın kesinleştiği dava sırasında iflas masasına tebligat çıkartıldığı ve gelen iflas memurunun davaya karşı koymadığı, davacının davasında haklı olabileceğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.

Borçlunun, mallarının haczedilmesinden veya iflasından önceki bir dönemde, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı bağışlamalar ve hileli tasarrufların iptali için alacaklılara iptal davası açma hakkı tanınmıştır. Borçlunun iflasından sonra ise iptal davası açma hakkı iflas masasına intikal eder. Bu davanın açılmasının ya da takibinin alacaklılardan birisine veya bir kaçına devri mümkündür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 09.04.1975 gün ve 7/1274-528 sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.

Alacaklı Hazine tarafından açılan tasarrufun iptali davasında iflas idare memurunun açılan davaya karşı bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmiş olması ve davanın bu şekilde yürütülmesine karşı çıkmamış bulunmasına göre alacaklı Hazinenin bu davayı açmış ve yürütmüş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunu"nun 24.maddesinde, Amme alacağını ödememiş borçlulardan, süresinde mal beyanında bulunmayanlarla malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna yetersizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarrufların hükümsüz olduğu açıklanmıştır.

Dava ve birleştirilen davada 4 adet araçla ilgili yapılan tasarrufun iptali talep edilmektedir. İİK.nun 280/3. maddesi gereğince ticari işletmenin veya işyerinde mevcut ticari emtianın tamamını veya önemli bir kısmını devir veya satın alanın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdıyle hareket ettiği kabul olunur. Satışı yapılan araçların sayısı dikkate alındığında ticari işletmenin önemli bir bölümünü teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle de yapılan tasarruf iptale tabidir. Dava 6183 sayılı Yasaya göre açılmış ve bu konuda anılan Yasada bir düzenleme bulunmamakta ise de, yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre İİK.nun yukarıda belirtilen hükümlerinin uygulanması gerekir. Kaldı ki BK.nun 179.maddesi ile benzer bir düzenleme getirilmiştir.

O halde mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 20.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara