Esas No: 2021/4271
Karar No: 2022/3654
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4271 Esas 2022/3654 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4271 E. , 2022/3654 K.Özet:
Davacı, müvekkili ile davalının kardeş olduğunu ve eşit hisseye sahip oldukları iki taşınmaza ayçiçeği ekildiğini belirterek, hasat zamanı geldiğinde davalının tüm ürünü kooperatife satarak teslim ettiğini ve hissesine düşen ayçiçeğinin alınmasını talep etti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Ancak, davalının sunduğu yazılı kira sözleşmesi dosyaya sunulduktan sonra mahkemece değerlendirilmedi ve hükme esas alınan bilirkişi raporu da denetime elverişli değildi. Ayrıca, davacı tarafından kabul edilen ürün miktarı da hesaba katılmamıştır. Bu nedenlerle karar bozulmuştur.
HMK’nun 190. maddesine göre ispat yükü, kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. HMK'nun 200. maddesi uyarınca akdi ilişkinin varlığı yazılı delille kanıtlanmalıdır. HMK'nun 203. maddesinde; \"senetle ispat zorunluluğunun istisnalarına\" yer verilmiş, ancak tarafların HMK'nun 203. maddesinde açıklanan yakınlık ilişkisi bulunsa bile akdi ilişki senede bağlandıysa buna karşı ileri sürülen iddia ve savunmaların senetle ispatı gerektiğinden, bu hususta tanık beyanına başvurulamayacaktır. HMK'nun 238. maddesinde ise ispatın konusu, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmayacağına yer verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21/09/2011 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/04/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalının kardeş olduğunu, eşit hisseye sahip oldukları 2777 ve 2701 parsel sayılı taşınmazlara ayçiçeği ekildiğini, hasat zamanı geldiğinde davalının hakkı olmadığı halde tüm ürünü kooperatife satarak teslim ettiğini, yapılan şikayet üzerine Cumhuriyet Savcılığı tarafından davalı aleyhine soruşturma başlatıldığını belirterek, dava konusu taşınmazlardan rızası dışında hasat edilen ve hissesine düşen 9,150 kg ayçiçeğinin davalıdan alınmasına, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise 8.061,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların müvekkil tarafından ekilerek tüm yetiştirme ve hasat giderlerinin karşılandığını, davacının bu işlemlere hiç bir katkısı olmadığını, davacının hissesine karşılık 2011 yılı buğday hasadında bir traktör römorku buğdayı davalı adına fırına verdiğini, bir traktör römorku ayçiçeğinin ise hasat sırasında davacı tarafından alındığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK’nun 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez. HMK'nun 200. maddesi uyarınca akdi ilişkinin varlığı yazılı delille kanıtlanmalıdır. HMK'nun 203. maddesinde; "senetle ispat zorunluluğunun istisnalarına" yer verilmiş, maddenin birinci fıkrasının a bendi uyarınca; altsoy, üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki hukuki işlemlerin miktar ve değerine bakılmaksızın tanıkla ispat edilebileceği belirtilmiştir ancak tarafların HMK'nun 203. maddesinde açıklanan yakınlık ilişkisi bulunsa bile akdi ilişki senede bağlandıysa buna karşı ileri sürülen iddia ve savunmaların senetle ispatı gerektiğinden, bu hususta tanık beyanına başvurulamayacaktır. HMK'nun 238. maddesinde ise ispatın konusunun, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmayacağına yer verilmiştir.
Somut olaya gelince; davalı dava konusu taşınmazları ekip hasat ettiğini kabul etmekle birlikte bu eylemini davacının rızasına dayalı olarak yaptığını ve davacıya ait hissenin kullanılması karşılığında davacının gereken ürünü aldığını iddia etmektedir. İddia ve savunmalar karşısında dava konusu uyuşmazlığın 2011 yılı için davalı tarafından davacıya verilmesi gereken ayçiçeği miktarının ne olduğu noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Davalı kendisine delillerini sunması için tanınan yasal süreden sonra davacı ile yapmış olduğu ve dava konusu dönemi kapsayan yazılı kira sözleşmesini dosyaya sunmuş, davacı tarafından muvafakat etmemesi nedeniyle mahkemece kararda bu delil değerlendirilmemiştir. Mahkemece yasal süreden sonra sunulan ve muvafakat edilmeyen delilin hükümde değerlendirilmemesi doğru olmakla birlikte; hükme esas alınan 16.07.2013 tarihli ziraat bilirkişi raporu teknik verilere dayalı ve denetime elverişli değildir. Bilirkişi raporunda birim alandan elde edilen ürün belirlenmiş ve bunun karşılığı parasal değer hesaplanmıştır ancak bu ürünün üretilmesi için yapılan (sürüm, ekim, gübre, sulama, hasat, nakliye ve benzeri) masraflar elde edilen gelirden mahsup edilmemiştir. Bu hususların yanı sıra davacı 27.03.2012 tarihli duruşmada, davalının kendisine buğday sezonunda 3,5 ton buğday teslim ettiğini, ayçiçeği sezonunda ise davalının ayçiçeklerini teslim etmemesi üzerine tarlasını biçmesi için ...'e haber vererek tarladan 2 ton ayçiçeği aldığını beyan etmiştir. Karar gerekçesinde yanılgılı olarak bu ürünün dava konusu olmayan taşınmazlara ait ürün olarak değerlendirilip davacının kabul ettiği ürün miktarı da hissesine düşen üründen mahsup edilmediğinden, eksik araştırmaya dayalı kurulan hüküm nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.