Esas No: 2005/7960
Karar No: 2006/1539
Karar Tarihi: 20.03.2006
Arsa Payı Devri Karşılığı İnşaat Sözleşmesi - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2005/7960 Esas 2006/1539 Karar Sayılı İlamı
15. Hukuk Dairesi 2005/7960 E., 2006/1539 K.
15. Hukuk Dairesi 2005/7960 E., 2006/1539 K.
- ARSA PAYI DEVRİ KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 356 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 360 ]
- 3194 S. İMAR KANUNU [ Madde 21 ]
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kâğıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinir.;"feshi, elatma-nın önlenmesi kaçak inşaatların kal"i ve gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece süresinde temyiz edilmediğinden bahisle kararın altına 18.10.2005 tarihinde kesinleştiğine dair şerh verilmiş ise de, davalı şirket adresine tebliğe çıkartılan mahkeme kararı 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş, tebliğ belgesinde muhatabın adreste bulunmama nedenini bildiren ve haber bırakılan komşusu Ayhan"ın imzası alınmamıştır. Bu şekilde yapılan tebliğ usulsüz olduğundan davalının bildirdiği 15.10.2005 öğrenme tarihine göre 28.10.2005 günlü temyizin süresinde olduğu kabul edilerek temyiz itirazları incelenmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dosya kapsamına göre davalı yüklenicinin akdi süresinde ve gereği gibi ifa etmediği sabit olduğundan, sözleşme uyarınca ademi ifanın sonuçlarından sorumludur. Davacı arsa sahipleri sözleşmeyi haklı nedenlerle feshetmiş olduklarından varsa menfi zararları ve yapılan fazla ödemelerin tahsilini isteyebilirler. Sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça akdin feshi halinde müs
pet zararların akdi fesheden tarafça istenmesi mümkün değildir. Yanlar arasında düzenlenen sözleşmenin dördüncü sahifesinde gecikme cezası olarak kararlaştırılan bedel ve cezayı aşan gecikme tazminatı ifaya bağlı müspet zarar kapsamındadır ve akdin feshi halinde dahi istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmamaktadır. Bu hale göre sözleşmede aksine hüküm
bulunmadığı ve akdin feshi de talep edilip feshe karar verildiğinden gecikme tazminatına dayanan alacak isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.
3-3194 sayılı İmar Yasası"nın 21. maddesine göre, istisnalar hariç tüm inşatların ilgili idari birimlerden alınacak yapı izin belgesi (inşaat ruhsatı) ile yapılması zorunludur. Kamu düzenine ilişkin olan bu hal görevi gereği mahkemece doğrudan göz önünde tutulur. Davalı yüklenici 2 adet dubleks yazlık binayı inşaat ruhsatı almaksızın kaçak olarak yaptığından kusurludur. An
cak İmar Yasası"na aykırılığın proje tasdiki ve yapı izin belgesi alınmak suretiyle giderilmesinin mümkün olması halinde yaratılan ekonomik değerlerin korunması gerektiğinden binaların yıkımı istenemez. İmar Yasasına aykırı durumun düzeltilmesi hiç mümkün değilse yıkım (kal) istenebilir. Mahkemece bu husus üzerinde durulmamıştır. Bu durumda mahkemece ilgili idari
mercilerden yapılan inşaatların yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı sorulup araştırıldıktan ve gerektiğinde bu konuda bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra imara aykırılığın giderilmesi ve yapılan inşaatların yasal hale getirilmesinin mümkün olması durumunda kal isteminin reddine, aksi halde şimdi olduğu gibi yıkıma karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu kal konusunda yazılı şekilde hüküm tesisi de isabetli olmamıştır.
Mahkeme kararının belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1.) bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) ve (3.) bentler uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 20.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.