Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/250 Esas 2022/3663 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/250
Karar No: 2022/3663
Karar Tarihi: 24.05.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/250 Esas 2022/3663 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2022/250 E.  ,  2022/3663 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25/04/2014 gününde verilen dilekçe ile miras alacağından kaynaklı istihkak talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/11/2019 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12/10/2021 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklaması dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Asıl ve birleştirilen dava, miras alacağından kaynaklı istihkak istemine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili, müvekkillerinin muris ...’nin yasal mirasçıları oldukları halde davalılar tarafından gerçeğin gizlenmesi nedeniyle davalıların talebi üzerine düzenlenen mirasçılık belgesinde müvekkillerinin mirasçı olarak gösterilmediğini, müvekkillerinin durumdan haberdar olması üzerine açtıkları mirasçılık belgesinin iptali davasının da davanın kabul edildiğini ve mirasçılık belgesinin iptal edildiğini, daha sonra müvekkillerinin murisin kendisinden önce ölen ikinci eşi ...’den murise intikal eden ¼ oranındaki miras hak ve hisselerine bağlı taşınmaz paylarının, muris ... ve eşi ...’den olma çocukları ...’ye intikal eden 48/192 payın 3. kişilere satıldığını öğrendiklerini, ... mirasçısı olan davalılar aleyhine alacak davası açtıklarını ve davanın kabul edildiğini, bu davadan sonra davalıların dava konusu 216 parsel sayılı taşınmazı 11.06.2010 tarihinde 3. kişilere 624.000,00 TL bedelle sattıklarını ve bedelini aldıklarını, yine dava konusu 1186 parsel sayılı taşınmazda muris ...’nin 810/69120 payının Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin davalılar murisi ... tarafından tahsil edildiğini belirterek, taşınmazın değeri daha fazla olsa da tapudaki satış bedeline göre 216 parsel sayılı taşınmaz yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107’inci maddesi uyarınca dava değerini arttırmak üzere 216 parsel sayılı taşınmaz için 78.000,00 TL; 1186 parsel sayılı taşınmazın değeri bilinmediğinden bu taşınmaz için 500,00 TL olmak üzerek toplam 78.500,00 alacağın, satış tarihi olan 11.06.2016’dan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile miras payları oranında müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili 18.10.2019 tarihli dava değerinin arttırılması konulu dilekçeleri ile toplam 86.649,80 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ..., ..., ... ve ..., davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, yapılan işlemlerin gerçek mirasçılık belgesi ile yapıldığını, davacılardan ...’in dava konusu 1186 parsel sayılı taşınmaza yönelik daha önce aleyhlerine dava açtığını ve davayı kaybettiğini, satış tarihinin 26.05.2009 ve satış bedelinin 624.000,00 TL değil, 107.000,00 TL olduğunu, kamulaştırma dosyasında murisleri ...’ye kamulaştırma bedelinin ödenmediğini, taşınmazın fiilen taksim edildiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, diğer mirasçı ...’nin de davada taraf olması gerektiğini ve davanın zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu 216 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın esastan reddine; 1186 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; davanın adi istihkak davası olduğu, Türk Medeni Kanununun 639’uncu maddesinde düzenlenen zamanaşımı süresinin adi istihkak davasında uygulanma imkanının bulunmadığı, 1186 parsel sayılı taşınmaz yönünden mirasçılar arasındaki adi istihkakta zamanaşımı söz konusu olmayacağından mahkemece davanın esası hakkında inceleme yapılması gerektiği; 216 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise muris Fethiye’nin eşi Fehmi’den sonra vefat etmesi nedeniyle 216 parsel sayılı taşınmazda payının bulunduğu, dolayısıyla bu pay üzerinde davacıların da miras hissesinin bulunduğu gözetilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 12.09.2018 tarih, 2016/615 E-2018/5557 K sayılı ilamıyla kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen dava birlikte değerlendirilerek 216 parsel sayılı taşınmaz yönünden 80.957,50 TL alacağın 11.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; 1186 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise 22.626,27 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıların miras hisseleri nispetinde kendilerine verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 204/2’inci maddesi uyarınca; yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler aksi ispat edilinceye kadar kesin delil sayılmaktadır.
Somut olayda; dava konusu 216 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalıların muris ...’den kendilerine 23.09.2002 tarih 2633 yevmiye numaralı işlemle intikal eden toplam ½ hisselerini 26.05.2009 tarih 3420 yevmiye numaralı tapu müdürlüğünde düzenlenen resmi senetle 107.000,00 TL bedelle dava dışı ...’a sattığı anlaşılmıştır. Mahkemece, bu bedel esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken, 216 parsel sayılı taşınmazın satış tarihindeki rayiç değeri olan 647.660,00 TL nazara alınarak hesaplama yapılmak suretiyle karar verilmesi isabetli olmamıştır.
1186 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapılan incelemede ise; muris ...’nin taşınmazda 810/69120 hissesi olduğu, Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/551 E-425 K sayılı 21.05.1992 tarihinde kesinleştirilen kararıyla taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca Hazine adına tesciline karar verildiği, davalılar murisi ...’nin davada taraf olduğu, kararın içeriğinden davalılar murisi ...’ye dava dilekçesinin ve gerekçeli kararın ilanen tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davalılar, murisleri ...’ye kamulaştırma bedelinin ödenmediğini savunmuşlardır. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden davalılar murisi ...’ye kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediği tespit edilememiştir. O halde mahkemece, davalıların bu savunmaları üzerinde durularak, kamulaştırmayı yapan idareden hak sahiplerine kamulaştırma bedellerinin ödenip ödenmediğini tespite yarar evraklar getirtilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşma vekalet ücreti 3.050,00 TL’nin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.05.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.

Hemen Ara