Esas No: 2021/8241
Karar No: 2022/3740
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8241 Esas 2022/3740 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8241 E. , 2022/3740 K.Özet:
Davacı, mirasçılık belgesi istemi talebinde bulundu. Ancak, mahkeme murisin kimliği ve nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı ve davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi ise davacının somut delilleri olduğunu ve murisin diğer mirasçılarının belirlenmesinin gerektiğini belirtti. Ancak, yapılan yargılama sonucunda ispatlanamayan davanın reddine karar verildi. Bu kararın doğru olmadığı ve ilgili kişilerin araştırılması gerektiği belirtildi ve hükmün bozulmasına karar verildi.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesi - doğum ve ölüm öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat edilir, nüfus sicilinde kayıt yoksa ya da kayıt doğru değilse gerçek durum diğer kanıtlarla ispat edilebilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından 08.04.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istemi talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.04.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, mirasçılık belgesi isteğine ilişkindir.
Davacı, murisi ...'nın babası ...'nun babası ...'nın babası olduğunu, 1326 yılında vefat ettiğini, geriye mirasçısı olarak dedesi ...'nın kaldığını, onun da vefat ettiğini belirterek kök muris ... mirasçılarını gösterir veraset belgesi verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece "muris ...'nın kimlik bilgilerine ve nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine" dair verilen ilk kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 06.05.2015 tarih 2015/2501 Esas, 2015/5173 Karar sayılı ilamı ile " Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde murisi ...'nın babası ...'nun babası ...'nın babası olduğunu, 1326 yılında vefat ettiğini, geriye mirasçısı olarak dedesi ...'nın kaldığını, onun da vefat ettiğini, kök muris ... mirasçılarını gösterir veraset belgesi verilmesini talep etmiş, delil olarak dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına ve tanık deliline dayanmıştır. Dosya içeriğinden mahkemece davacı tanıklarının dinlendiği, bir kısım nüfus kayıtlarının ibraz edildiği, dinlenilen davacı tanıklarından ...'in; miras bırakan ...'in, ..., ..., ... ve ... isminde dört çocuğu olduğunu, ...'in ..., ..., ... ve ... adında dört çocuğu olduğunu, ...'nin, ..., ... ve ... adında üç çocuğu olduğunu, ...'in ... ve ... adına iki çocuğu olduğunu, davacının dedesi ...'in ise ... ve ... adında iki çocuğu olduğunu beyan etmiş, davacının babası ...'in de ..., ..., ... ve davacı olan ... isimli dört çocuğu olduğunu beyan ettiği, yine bir kısım nüfus kayıtlarının dosyada mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki İlçe Nüfus Müdürlüğü'nün cevabi yazılarında Keşan Nüfus Arşivi'nin yanması sonucu kök murisin nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı belirtilmiştir. Davacının murisi ...'nın mirasçısı olup olmadığının belirlenebilmesi ve bunun sonucuna göre de davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilebilmesi için öncelikle dava dilekçesinde ismi açıklanan ve tanıklarca da varlığı bildirilen murisin çocuğu ... ile nüfus kayıtlarında davacının dedesi olarak görülen ...'nın nüfus kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması, nüfusta kayıtlı olmadığının belirlenmesi halinde muris ile arasındaki soybağını, başka bir deyişle murisin mirasçısı olduğunu kanıtlama yükünün kendi üzerinde olduğu da hatırlatılarak davacıdan yukarıda açıklanan olguları ispat için tanık dahil tüm delillerinin sorularak göstereceği delillerin toplanması, bu yolla muris ile davacı arasında soybağı bulunup bulunmadığının duraksamasız saptanması gerektiği, ayrıca murisin diğer mirasçılarının belirlenmesinin de mahkemenin görevine girdiği gözetilerek davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için murisin diğer çocuklarının nüfusta kayıtlı olup olmadıkları, kimle evli oldukları, ölmüşlerse çocuklarının kimler olduğunun saptanması, bu saptamanın yapılabilmesi için öncelikle davacı ve kimliği belirlenen diğer mirasçılardan bu hususların sorulması, gerekirse res'en tanık dinlenmesi ve zabıta araştırması yapılması, nüfusta kayıtlı iseler nüfus aile kayıtlarının getirtilmesi gerektiği, her ne kadar Keşan Nüfus Arşivi'nin yanması sonucu kök murisin nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı belirtilmiş ise de dosyada mevcut nüfus kayıtları gönderilerek, davacının murisi ...'nun babası ...'in babası olduğu ileri sürülen kök muris ...'nın Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden arşiv araştırması yaptırılarak, kayıtları olup olmadığı sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı asil temyiz etmiştir.
Bir davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan delillerinin sorulup saptanması, gösterilecek ve davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekir. Bunun yanında mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tâbi olması nedeniyle bu tür davalarda re’sen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğunu, başka bir deyişle kendisi ile murisi arasındaki soybağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece re’sen belirleneceği kuşkusuzdur.
Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesi gereğince; doğum ve ölüm öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir.
Somut olayda; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararında gösterilen hususlara ilişkin bilgiler ilgili kurumlardan sorulduğu halde murisin davacı ve tanık ...’ın beyanı doğrultusunda mirasçısı olduğu söylenen diğer çocuklarının nüfusta kayıtlı olup olmadıkları, kiminle evli oldukları, ölmüşlerse çocuklarının kimler olduğunun saptanması, bu saptamanın yapılabilmesi için öncelikle davacı ve kimliği belirlenen diğer mirasçılardan bu hususların sorulması, gerekirse res'en tanık dinlenmesi istenilmesine karşın mahkemece ilgili kişilerin araştırılması yoluna gidilmemiştir. Murisin mirasçısı olduğu belirtilen diğer kişilere de tebligat çıkarılarak davacının dedesi ... ile onun babası olduğu iddia edilen kök muris ... arasındaki soybağının araştırılması, bu kişilerin ellerindeki tüm bilgi ve belgeleri sunmalarının sağlanması gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 25/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.