Esas No: 2007/985
Karar No: 2007/2815
Karar Tarihi: 30.04.2007
Karar Düzeltme İstemi - Muvazaaya Dayalı Dava - Tasarrufun İptali - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2007/985 Esas 2007/2815 Karar Sayılı İlamı
15. Hukuk Dairesi 2007/985 E., 2007/2815 K.
15. Hukuk Dairesi 2007/985 E., 2007/2815 K.
- KARAR DÜZELTME İSTEMİ
- MUVAZAAYA DAYALI DAVA
- TASARRUFUN İPTALİ
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 277 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 18 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 176 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 72 ]
"İçtihat Metni"
Davacı Ömer Baybars ile davalılar 1-Fuat 2-Veyis 3-Yaşar 4-Servet 5-Tacettin arasındaki davadan dolayı Akyurt Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 28.06.2005 gün ve 2005/27-125 sayılı hükmü onayan Dairemizin 12.07.2006 gün ve 2005/8184-2006/4358 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalılardan Fuat"ın kendisine borçlu olduğunu mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiğini ileri sürerek tapularının iptâli ile borçlu Fuat adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar işlemin mal kaçırma kasdıyla yapılmadığını aciz belgesi alınmadan davanın açıldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, aciz belgesi alınmadan açılan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce vekâlet ücreti açısından düzeltilerek onanmıştır.
Davacı vekili daire kararına karşı düzeltme talebinde bulunmaktadır.
ava dilekçesinde, tapuda yapılan devirlerin mutlak butlan ile batıl olduğu ileri sürülerek (mutlak butlan nedeni ile muvazaalı işlemin batıl olduğuna hükmedilmesi ve tapu iptal ve tescili) talep edilmiştir.
Davacı vekili mahkemeye sunduğu 07.04.2005 havale tarihli dilekçesinde davanın İİK"nın 277 ve devamı maddelerine göre değil Borçlar Kanunu hükümlerine göre ikâme edildiğini açıklamıştır.28.06.2005"deki duruşmada da aciz belgesi alınmasına gerek olmadığını daha önce bildirdiğini söylemiştir. Mahkeme HUMK"nın 72 ve devamı maddeleri uyarınca davacının talebiyle bağlıdır. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca hakimin bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddî vâkıalar ve neticelerle bağlı olup dayandıkları Kanun hükümleri ile onların hukukî tavsifleri ile bağlı olmadığı ve Kanunları re"sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticeî talepleri karara bağlamakla mükellef bulunduğu kabul edilmiştir.
Hakim açılan davayı İİK"nda düzenlenen tasarrufun iptâli olarak değerlendirmiştir. Oysa dava İİK"na değil BK"nın 18.nci maddesine dayanılarak açılmış ve bu husus özellikle vurgulanmıştır. Bu olayda davacı icra alacaklısının BK"nın 18.nci maddesine veya İİK"nın 277 ve devamı maddelerine dayalı dava açma hakkı mevcuttur. Yani hakların telâhuku sözkonusudur. Böyle bir halin kabulü için tatbiki mümkün görülen hükümlerden birisinin diğerine göre hususi hüküm mahiyetinde bulunmaması şart isede, icra takibinin sonunda açılan her davanın İİK"nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptâli davası olarak açıldığının kabulü bir çok hallerde hakların zayi edilmesine neden olabilecektir. Çünkü bu davalar özel şartlara bağlanmış, hak düşürücü sürelere tâbi kılınmıştır. Özellikle hukukî işlemlerin, icra dairelerinde ve mahkemelerdeki yargılamanın uzun sürmesi halinde sükutu hak süreleri dolmaktadır. Bu durumda alacaklının muvazaaya dayalı dava açmaktan başka çaresi de kalmamaktadır. Esasen Dairemizce de İİK"ndaki dava şartları oluşmadığı zaman alacaklının muvazaaya dayalı dava açmaya hakkı bulunduğu kabul edilmektedir.
Bu açıklamaların ışığında olaya dönüldüğünde, davanın özellikle muvazaaya dayalı olarak açıldığının açıkça belirtilmiş olması ve davacının dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında davanın İİK"nın 277 v.d. maddelerine dayalı bir dava olmadığı kabul olunmalıdır. Öyle olunca bu davaların HUMK"nın 176.ncı maddesinde belirlenen adli tatilde görülemeyen davalardan olmaması nedeniyle karar düzeltme isteminin de süresinde bulunduğu ortadadır.
Hâl böyle olunca mahkemece dava BK.18.maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptâl ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmeli, tarafların iddia, savunma ve delilleri bu yönde incelenip dava sonuçlandırılmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan davanın tavsifinde hataya düşülerek davanın aciz belgesinin ibraz edilmediğinden bahisle reddedilmesi doğru olmadığından karar düzeltme isteminin kabul olunması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle, Dairemizin 12.07.2006 gün ve 2005/8184 E. 2006/4358 K.sayılı kararının kaldırılmasına ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, 450,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak vekille temsil olunan davacıya verilmesine, , ödediği temyiz ve karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine 30.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.