Esas No: 2021/8210
Karar No: 2022/3721
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8210 Esas 2022/3721 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8210 E. , 2022/3721 K.Özet:
Davacı vekili, 1484 parsel sayılı taşınmazın 1618.38 m2'lik kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde ihdas edilerek terk edildiğini, imar düzenlemesi yapıldığını ancak bu işlemlerin idari yargıda iptal edildiğini ileri sürerek ihyasını talep etti. Mahkeme davayı reddetti ve kararı temyiz eden davacı vekilinin itirazları kabul edildi. Kararın hüküm fıkrası değiştirilerek davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin Adana Büyükşehir Belediyesi ile Çukurova Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine, vekalet ücretinin davalı belediyelerden tahsili ile davacıya verilmesine ve davalıların yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına karar verildi.
6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren belediyeler sorumlu tutulmalıdır. Davanın açıldığı tarihte ihyası talep edilecek haklılık mevcuttu. Kararın bozulma gerekçesi olmasına rağmen yeniden yargılama yapılması gerekmeyen hüküm sonucu düzeltildi ve onaylandı.
Kanun Maddeleri: 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi, 6100 sayılı HMK'nın 331. ve 370/2. maddeleri, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi, TMK'nın 1025. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/11/2010 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23/06/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyetin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, dava konusu 1484 parsel sayılı taşınmazın 1618.38 m2'lik kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde ilk olarak Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdas edilerek, adı geçen Belediye tarafından kamu alanın da kullanılmak üzere terkin edildiğini, anılan kısmın önce Seyhan Belediyesinin 18.06.1998 tarihli encümen kararı uyarınca imar düzenlemesine tabi tutulduğunu, daha sonra Adana Büyükşehir Belediyesinin 21.11.2007 tarih 2659 sayılı encümen kararı uyarınca yapılan imar düzenlemesiyle davaya konu 1618.38 m2'lik kısmın üzerinde kısmen 4730 ada 2 ve 3 parsel sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, dayanak imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiğini ileri sürerek; 1484 parselin 1618.38 m2'lik kısmının ihyası isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Seyhan Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 04.10.2017 tarihli, 2015/ 4714 Esas-2017/ 7234 Karar sayılı ilamıyla 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçeklemediğinin araştırılmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde 20.02.2020 tarihinde yapılan yasa değişikliği uyarınca davanın reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmaz davalı Seyhan Belediyesi ve davalı ... Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı Seyhan Belediyesi ile davalı ... Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının KABULÜ ile hüküm fıkrasının;
a) Üçüncü bendinin çıkarılarak yerine "davacı tarafından yapılan 2.144,20 TL yargılama giderlerinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine"
b) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine "Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.400.00 TL vekalet ücretinin davalı ... Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine’’ ibaresinin eklenmesine,
c) Beşinci bendinin çıkarılarak yerine "davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ve Çukurova Belediyesi tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasına’’ hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.