Esas No: 2021/3946
Karar No: 2022/3731
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3946 Esas 2022/3731 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/3946 E. , 2022/3731 K.Özet:
Davacılar, dava konusu taşınmazda 1/4 hisse ile tapu maliki olduklarını, ancak davalılar tarafından haksız bir şekilde elatıldıklarını ve geriye dönük ecrimisil alacakları olduğunu belirtmişlerdir. Yerel mahkeme, davalılardan birinin husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğerinin ise ispatlanamadığından reddine karar vermiştir. Davacılar bunun üzerine istinaf talebinde bulunmuş, ancak istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Davacılar bu kararı da temyiz etmişlerdir. Yargıtay ise davacıların dava konusu taşınmazda tapuda kayıtlı olmadıklarından dolayı aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığını vurgulayarak davanın reddine karar vermiştir. Bu nedenle davacıların taraf sıfatı bulunmadığından vekalet ücreti takdiri gerektiği belirtilmiştir. Karara göre, davacıların diğer temyiz itirazları reddedilmiş, davacıların temyiz itirazları kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılmış ve yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. Kararda, HMK 373/1 maddesi vurgulanarak davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığına ve dolayısıyla davanın reddedilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 03/05/2017 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07/03/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar tarafından talep edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar, dava konusu 425 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binada 1. kat 3 No’lu dairede 1/4 hisse ile tapu maliki olduklarını, davalı ...’ın kardeşleri olduğunu, ancak taşınmazda hissesinin bulunmadığını, davalı ...’ın dava konusu daireyi diğer davalı ...’ya kiraya verdiğini, kendilerinden yazılı veya sözlü olarak izin almadığını, dairenin kira bedelinin 600,00 TL olduğunu, bu şekilde davalıların dava konusu taşınmaza haksız olarak elattıklarını ileri sürerek önlenmesini ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisil alacağından hisselerine isabet eden 18.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Davalı ..., davacıların kardeşleri olduğunu, dava konusu taşınmazda daha önce beş hissedar olduklarını, 3 hisseyi kendisinin satın aldığını ve diğer paylar ile birlikte davalı ...’ya sattıklarını, daireyi davalı ...’nın kullandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacıların iddialarının soyut ve dayanaksız olduğunu, tapu kaydından da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazı tüm hissedarlardan bedelini ödemek suretiyle beş yıl kadar önce 10/04/2012 tarihinde tapuda satın aldığını, bu nedenle taşınmazda oturduğunu, ecrimisil ödeme sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkeme, davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ispatlanamadığından reddine karar vermiştir.
Davacılar istinaf talebinde bulunmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 17/01/2020 tarihli karar ile davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacılar temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece, davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Dava konusu 425 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan binada bulunan 2. kat 3 numaralı bağımsız bölüme ilişkin tapu kaydının incelenmesinden davacı ...’nin tapuda malik olmadığı, davacı ...’a ait 50/173 payın da 10/04/2012 tarihinde davalı ...’ya satıldığı, böylece davalı ...’nın dava konusu bağımsız bölüm üzerinde tapuda tek malik olduğu görülmüştür. Eldeki dava, 03/05/2017 tarihinde açılmıştır.
Davada sıfat, tarafın dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet), maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir sübjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetikisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.
Davacı tarafta yer alan taraf için aktif taraf sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından sözedilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığı ile bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığı inceleyemeyeceğinden sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Bir başka anlatımla, davacı olma sıfatı, dava konusu hakkın sahibine ait olduğundan, sıfat yokluğu saptandığında, işin esası hakkında değil, sıfat yokluğundan karar verilecektir.
Somut olaya gelince; davacılar, tapuda adlarına kayıtlı bulunmayan taşınmazdan dolayı elatmanın önlenmesini talep ettiklerinden bu davada aktif dava ehliyetleri bulunmamaktadır. Bu nedenle davacıların taraf sıfatı bulunmadığından davanın reddi ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi gereğince vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacıların diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 25/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.