Esas No: 2006/6179
Karar No: 2007/1006
Karar Tarihi: 19.02.2007
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2006/6179 Esas 2007/1006 Karar Sayılı İlamı
- 6183 SAYILI KANUNDA TASARRUFUN İPTALİ
- HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
- AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN (6183) Madde 31
- AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN (6183) Madde 26
- AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN (6183) Madde 1
- HARÇLAR KANUNU (492) Madde 13
"İçtihat Metni"
İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 24. ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptâline ilişkindir. Vergi borçlusu dava dışı E…
…. Konf.Ltd.Şti. olup, davalı Nimet bu şirketin temsilcisi Halil"in annesidir. Vergi borcunu ödememek için Halil, Kadıköy Bostancı 1334 ada 48 parseldeki binanın 1 ve 21 nolu dairelerini 26.06.1993"de davalı olan annesi Nimet"e satmıştır. Bu davadan önce açılan tasarrufun iptali davasında mahkemece tasarrufun iptaline karar verilmiş ise de taşınmaz Nimet tarafından 3.kişilere satıldığından karar infaz edilememiştir.
Temyize konu davada, davacı Bakanlık, davalı Nimet"in 6183 sayılı Kanunun 31.maddesi uyarınca bedelden sorumlu olduğunu ileri sürerek 220.000,00 YTL.nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüyle 5.652,65 YTL.nin davalıdan 10.07.1998"den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı Bakanlık vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Mahkemece hüküm altına alınan miktar, taşınmazın davalı tarafından elden çıkarıldığı 10.07.1998 tarihi itibariyle amme alacağının aslı ve ferilerinin toplamıdır. Taşınmazın değeri daha fazla olsa bile davalının sorumlu olduğu miktar bundan ibarettir. Bu nedenle mahkemece belirtilen alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne varki mahkemece davanın reddedilen bölümü için davalı yararına 13.853,89 YTL vekâlet ücreti takdir olunmuştur. Oysa 6183 sayılı Kanunun 26.maddesinde (hükümsüz sayılmada zamanaşımı) başlığı altında 27, 28, 29 ve 30"uncu maddelerde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkür maddelere istinaden dava açılamaz hükmüne yer verilmiştir. Madde başlığında zamanaşımı denilmiş ise de bu maddede düzenlenen beş yıllık sürenin sükutu hak süresi olduğu madde metninden anlaşılmaktadır. Bu sürenin geçmesi halinde hakim görevi gereğince resen dikkate alarak davayı reddedecektir. Dava konusu olayda gerek ilk satışın gerçekleştiği ve gerekse bedelle sorumlu tutulan davalının taşınmazı elden çıkardığı tarih (10.07.1998) ile davanın açıldığı tarih arasında (23.05.2005) beş yıllık süre geçmiştir. Davanın bu nedenle reddi gerekmektedir. Ancak Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak dava kısmen kabul edilmiş ve kararı davalı taraf temyiz etmemiştir. Sükutu hak süresine tabi kılınan davalarda bu süre dolmadan dava açılması gerekli olup bu husus hakimin kendiliğinden gözeteceği dava şartlarındandır. Öyle olunca takdir olunacak vekâlet ücretinin de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (maktu) olması zorunludur. Davanın tümü reddedildiği takdirde maktu vekâlet ücreti alacak olan davalıya bu durumda nispi ücret takdiri doğru olmayıp kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. Ne varki düşülen hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden kararın HUMK.nun 438/VII.maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereğince kabulüyle mahkeme kararının hüküm fıkrasının 4. bendinin 2. satırında yer alan (13.853,89) rakamının karardan çıkartılarak yerine (400,00) rakamının yazılmasına ve kararın değişik bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, 21.1.1982 Sayılı Kanunla değiştirilen 492 Sayılı Harçlar Kanununun 13. maddesine eklenen (J) bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 19.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.