Esas No: 2019/2576
Karar No: 2020/519
Karar Tarihi: 12.02.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2576 Esas 2020/519 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, davalıya ait petrol boru hattında meydana gelen sızıntı sonucu taşınmazları zarar görmüştür. Davacılar uğradığı maddi zararın giderilmesi için dava açmıştır. Mahkeme, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, mahkemenin kararını bozmuştur. Sonraki yargılama sonucunda, davacının öğrenme tarihi olan 2013 yılından itibaren dava tarihi olan 27/05/2014 itibariyle 6098 sayılı TBK'nın 72/1 maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Kararda geçen kanun maddeleri: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 72/1 maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAr : ... vekili Avukat ... vd.
Davacılar ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/07/2017 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 22/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçeli karar başlığına dava tarihi olarak 27/05/2014 yazılması gerekirken 31/07/2017 yazılmış olmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacı, dava konusu Şırnak İli, Silopi İlçesi, ... köyünde bulunan 50 ve 233 parsel sayılı taşınmazların davalıya ait petrol boru hattında meydana gelen sızıntı sonucu zarar gördüğünü ve taşınmazından yararlanamadığını belirterek uğradığı maddi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı ise, zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı kuruma ait petrol boru hattında sızıntı sonucu meydana gelen zararın süregelen zarar niteliğinde olduğu, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi"nin bozma kararı doğrultusunda zararın etkilerinin devam ettiği sürenin araştırılması yönünden alınan bilirkişi raporunda 09/03/2011 tarihi itibariyle zararın etkilerinin ortadan kalktığının tespit edildiği, belirlenen bu tarihten itibaren dava tarihi olan 27/05/2014 tarihi itibariyle 6098 sayılı TBK"nın 72/1 maddesinde ile düzenleme altına alınan iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair vermiş olduğu 17/06/2015 tarihli ilk kararın Dairemizin 02/11/2016 tarih, 2016/10896 esas ve 2016/10714 karar sayılı ilamı ile; ""... Şu durumda, davaya konu petrol sızıntısı 2008 yılında meydana gelmiş olmakla birlikte, niteliği itibariyle petrol sızıntısının etkilerinin bir yılda ortadan kalkmasının mümkün olmayacağının dosya kapsamı ile kabulü gerekir. Mahkemece, Silopi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/401 esas sayılı dava dosyası kapsamı ve bu dosyada alınan bilirkişi raporları da dikkate alınarak, dosya üzerinde yapılacak inceleme ile gerekirse mahalinde ziraat mühendisi, petrol mühendisi ve çevre mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile keşif yapılması ve dava konusu taşınmazlarda petrol sızıntısının etkilerinin devam edip etmediğinin, keşif tarihi itibari ile devam etmediğinin tespit edilmesi halinde ise, sızıntının etkilerinin olay tarihinden itibaren ne kadar süre ile devam edeceğinin ve etkilerinin devam edeceği zaman diliminin belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu hususlarda araştırma yapılmadan zararın 2008 yılında meydana geldiği ve bu tarihten itibaren dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi doğru değildir...."" gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında TÜBİTAK tarafından hazırlanan 07/05/2018 tarihli Toprak Örneği Test ve Analiz Raporu"nda yer alan veriler esas alınarak Petrol Mühendisi ve Çevre Mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin dosyaya sunmuş olduğu 04/06/2018 tarihli raporda; tarım arazisinin 09/03/2018 tarihinde boru hattında meydana gelen sızıntı sonucu ham petrol sızıntısına maruz kaldığı, ham petrol kirliliğinin üç yıl (09/03/2008-09/03/2011) süre içerisinde etkili olarak söz konusu tarımsal alanda ürün kaybı ve zararına yol açmış olduğu, üç yıl geçtikten sonra ham petrol kirliliğinin ortadan kalkması neticesinde 09/03/2011 tarihinden sonraki periyotlar için söz konusu tarımsal alanda herhangi bir ürün kaybı ve zararın söz konusu olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğinden; davacı tarafından davaya konusu taşınmazların dava dışı Ali Rıza Bingöl ve Mehmet Nasih Bingöl"e 01/10/2007 tarihinde imzalanan adi kira sözleşmesi ile kiraya verildiği, kiralayanlar tarafından Silopi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/401 esas ve 2013/183 karar sayılı dava dosyasında 2008 yılı için uğranılan ürün zararının tazmininin istendiği, anılan dava dosyasında dava konusu taşınmazlarda ekili bulunan ürünün zarar gördüğü kabulü ile belirlenen zararın tazminine dair verilen kararın, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 26/11/2013 tarih, 2013/13097 esas ve 2013/18582 sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, eldeki dava dosyasında ise davacının petrol sızıntısı nedeniyle 2010 yılları içerisinde uğradığı zararının tazminini istediği ve kendisi tarafından taşımazında meydana gelen zararın anılan mahkeme kararı sonucu 2013 yılında öğrenildiğinin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.
Şu halde; davacının boru hattında sızma sonucu oluşan zararını ve zarara sebebiyet vereni yukarıda söz edilen Silopi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/401 esas ve 2013/183 karar sayılı dosyasında verilen karar üzerine 2013 yılında öğrendiğini iddia etmiş olmasına ve davalı tarafından da öğrenme tarihi olarak bu tarihten önceki döneme rastlayan bir tarihin iddia ve ispat edilememiş olmasına göre öğrenme tarihi olan 2013 yılından itibaren dava tarihi olan 27/05/2014 itibariyle 6098 sayılı TBK"nın 72/1 maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, davaya konu olay sebebiyle davacının oluşan zararının gerekirse konusunda uzman bilirkişi marifetiyle yapılacak keşif ile belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan yön gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/02/2020 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
./..
-3-
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması
görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.12/02/2020