Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8482 Esas 2022/3804 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8482
Karar No: 2022/3804
Karar Tarihi: 26.05.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8482 Esas 2022/3804 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Aslında ve birleşen dava konuları, bir patika yolunun tescili ve geçit hakkı kurulmasıdır. Davacı, kapatılan yolun davalıların mülkiyetindeki parsellerin içerisinden geçtiğini ve başka bir yolu olmadığını iddia ederek geçit hakkı talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne, ancak harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermiştir. Ancak, vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olduğu için karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 438/7. madde.
7. Hukuk Dairesi         2021/8482 E.  ,  2022/3804 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/12/2011 gününde verilen dilekçe ile asıl davada dava konusu yerin yol olarak tescili, birleşen davada geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen 27/04/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve asıl davada davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Asıl dava; geçit hakkı kurulması, birleşen dava; dava konusu yerin "yol" olarak tescili istemine ilişkindir.
    Asıl davada davacı vekili; mülkiyeti davacıya ait "tarla" vasfındaki 280 ada 10 parsel sayılı taşınmazına kadar ulaşan ve kadimden beri var olan patika yolun kadastro çalışmaları sonrasında zuhulen ve hileli bir şekilde kapatıldığını, kapatılan yolun davalıların mülkiyetindeki 280 ada 7 parsel ve 280 ada 11 parsellerin içerisinden geçtiğini, bahçesine gidecek başka yolu da olmadığını beyan ederek; davalıların zararı karşılanmak üzere bir araç geçebilecek genişlikte, dava konusu yerde geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
    Birleşen dava dosyasında davacı vekili; davalılara ait 280 ada, 11 parsel sayılı taşınmaz içinden geçip müvekkiline ait 280 ada 10 parsel sayılı taşınmaza kadar ulaşan, ana yola bağlı, bir aracın rahatlıkla geçebileceği ve en dar yeri 3,5 metre olan bir yol bulunduğunu, ancak kadastro çalışmaları sonrasında yapılan haksız tescil nedeniyle 10 parsel sayılı taşınmazın ana yol ile bağlantısının kesildiğini beyan ederek; davanın kabulünü, 280 ada 11 parsel sayılı taşınmazlara katılan kısmın iptali ile yol olarak tescilini, bu mümkün olmaz ise geçit hakkı tanınmasını talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan ilk yargılama neticesinde;
    "... 1-Davanın kabulüne, davalı ... yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı tarafından davalılar ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan geçit hakkı tesisine ilişkin davasının kabulüne,
    a- Davacıya ait ... ilçesi, ... Mahallesi, 280 ada 10 parsel sayılı taşınmaza geçilmesi için davalılar Kemal ve ...'e ait 7 parsel ile ... ve ...'e ait 11 parsel sayılı taşınmazlar arasından (7 parselden 2,27 m, 11 parselden 1.23 m. almak suretiyle) 3.50 m. genişliğinde 13,58 m. uzunluğunda davacı ... lehine geçiş hakkı tesisine,
    b- Davalılar Kemal ve ...'e ait 7 parsel sayılı taşınmazın yola terk edilen 26.32 m² sinin düşülmesinden sonra kalan 144.83 m².nin 1/2'şer hisseyle ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    c- Davalılar ... ve ...'e ait 280 ada 11 parsel sayılı taşınmazın yola terk edilen 21.86 m² sinin düşülmesinden sonra, kalan 211.55 m² olarak 1/2'şer hisseyle ... ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine..." karar verilmiştir,
    Hüküm davacı vekili ve asıl davada davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan temyiz incelemesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 01.03.2016 gün ve 2014/16609 E. - 2016/2596 K. sayılı bozma ilamı ile; "... dava konusu taşınmazların köy yerleşim alanında kalması ve konumları itibariyle davacının 10 parsel sayılı taşınmazı yararına 7 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde 2,5-3 m. genişliğinde geçit kurulması yeterli olduğu halde gerekçesi açıklanmadan daha fazla genişlikte geçit kurulmasına karar verilmesinin doğru olmadığı..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılama sonunda;
    1-Davanın kabulüne,
    2-... yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
    3-Davacı tarafından davalılar ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan geçit hakkı tesisine ilişkin davanın kabulüne,
    a- Davacıya ait ... ilçesi, ... Mahallesi, 280 ada 10 parsel sayılı taşınmaza geçilmesi için davalılar ... ve ...'e ait 280 ada 7 parsel sayılı taşınmaz ile ... ve ...'e ait 280 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar arasından; 280 ada 7 numaralı parselden "A" harfiyle gösterilen ve 13,69 m2 alan ile 280 ada 11 numaralı parselden "B" harfiyle gösterilen 22,19 m2 alan için ... lehine geçiş hakkı tesisine,
    b- Davalılar ... ve ...'e ait 280 ada 7 parsel sayılı taşınmazdan yola terk edilen 13,69 m². nin düşülmesinden sonra kalan 157,46 m² olarak 1/2'şer hisseyle davalılar ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    c- Davalılar ... ve ...'e ait 280 ada 11 parsel sayılı taşınmazdan yola terk edilen 22,19 m² düşülmesinden sonra kalan 211.22 m² olarak 1/2'şer hisseyle davalılar ... ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davanın mahiyetine göre davacının yaptığı yargılama giderlerini kendi üzerinde bırakılmasına, davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT ne göre belirlenen 2.180,00 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine..." karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ve davalılar ... ile ... temyiz etmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına göre; geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Bu açıklama çerçevesinde somut olaya gelince; mahkemece geçit hakkı talebi kabul edilse de taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Bu ilke uyarınca, davanın niteliği gereği harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve dolayısıyla davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, mahkemece davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına hükmedildikten sonra davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiş ise de bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 7. bendinin hükümden çıkarılmasına; hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara