Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2009/6697 Esas 2010/105 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6697
Karar No: 2010/105
Karar Tarihi: 19.01.2010

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2009/6697 Esas 2010/105 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2009/6697 E.  ,  2010/105 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği (Tic. Mah. Sıf.)

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -
    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davacı yüklenici, iş bedelinin tahsili için icra takibine başlamış ise de davalı iş sahibinin nakit ödemeleri ve verdiği bonoları alacağından mahsup ederek kalan 23.000,00 TL alacağı yönünden yapılan itirazın iptâlini istemiştir. Davalı iş sahibi, yapılan nakit ödeme ve verilen bonolar dışında ayrıca davacıya alacağına mahsuben akaryakıt verdiğini, keza davacı araçlarının da tamirlerini yaptığını ve bu suretle herhangi bir borcunun kalmadığını ileri sürmüş, bu savunmasına ilişkin olarak da bir takım tamirat faturalarıyla veresiye fişleri ibraz etmiştir. Davalının bu savunması mahsup itirazı niteliğinde olup, mahkemece de doğrudan nazara alınması zorunludur. Hal böyle iken mahkemece açıklanan mahsup itirazı ve ibraz edilen kanıtlar açısından herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
    Bunun yanında davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davanın kabul ve red oranları dikkate alınmaksızın davalıdan tahsiline hükmedilmesi de yerinde bulunmamıştır.Yine İİK’nın 67. madde uyarınca alacaklı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likid olması gerekmektedir. Oysa somut uyuşmazlıkta borçlu itirazında haksız sayılamayacağı gibi alacağın likid olduğundan da bahsedilebilmesi mümkün bulunmamaktadır. Şu halde davacının icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulü de doğru olmamıştır.Bu durumda mahkeme yapılacak iş; davalının mahsup itirazı ve dayanağı kanıtları
    incelenerek kabulü halinde bunların da davacı alacağından mahsup edilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hükme varılması ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davanın kabul-red oranları dikkate alınarak tayin edilmesi icra inkâr tazminatı isteminin ise reddinden ibaret iken yazılı şekilde eksik ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1.) bendde açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 19.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara