Esas No: 2009/383
Karar No: 2010/76
Karar Tarihi: 18.01.2010
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2009/383 Esas 2010/76 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, ceza koşulu alacağının tahsili istemiyle açılmış; mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş ve verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici ... arasında; Türk Medeni Kanunu’nun 706, Borçlar Kanunu’nun 213, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noter Kanunu’nun 60. maddeleri hükümleri gereğince, “zorunlu şekil” koşuluna uygun olarak ... 1. Noterliği’nce, “doğrudan düzenlenen” 08.04.1996 tarihli ve “Düzenleme Biçiminde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” başlıklı sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşme, niteliğince, Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımlanan eser sözleşmesinin bir türü ve de karşılıklı hakları ve borçları içeren tam iki yanlı sözleşmelerden olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesidir. Davalı, sözleşmede öngörülen koşullarla, davacının kayden maliki olduğu sözleşmede yazılı tapulu taşınmazlara, arsa payı karşılığı olarak inşaat yapmayı yüklenmiştir. Yanlar arasındaki 08.04.1996 tarihli sözleşmenin 34/1 maddesi hükmü “Her ne kadar müteahhit ... denilmiş ise de, ...’in kurucusu veya yapımcısı olacağı bir kooperatife inşaatın yapımını devir edebilir” içeriklidir. Davalı yüklenici, sözleşmenin belirtilen bu hükmüne dayanarak, yüklenici sıfatıyla yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini dava dışı SS Sandal Konut Yapı Kooperatifi’ne devrettiğini savunmuş ve mahkemece de davalı tarafından sözleşmenin anılan Kooperatife devredilmiş olduğu kabul edilerek davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 18. maddesi hükmü uyarınca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 34. maddesi hükmü, “amaca göre yorum” kuralı çerçevesinde yorumlandığında, sözleşmenin yüklenici davalı tarafından kooperatife devri yetkisini içermediği; ancak inşaat yapım işinin kooperatife yaptırılabileceği yetkisini kapsadığı sonucuna varılmaktadır. Dosya kapsamında bulunan ve davacı tarafından verilen vekâletnamelerde de, davalıya sözleşmenin devri yetkisini veren bir kaydın bulunmadığı açıklıkla anlaşılmaktadır. Ayrıca, sözleşmenin dava dışı anılan kooperatife devrine ilişkin sözleşme yapılmadığını davalı yüklenici, yargılamanın 02.07.2008 günlü oturumunda da bildirmiştir. Sözleşmenin devrinde; devreden taraf, sözleşmenin tarafı olmaktan çıkar ve devralan sözleşmenin tarafı olur. Davalının kurucu ortaklarından olduğu kooperatifin kurucular kurulunca alınmış olan karar, sözleşmenin devri sonucunu gerektiren bir hukuksal işlem olmadığı gibi, davacıyı da bağlamaz. Mahkemece, yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 34. maddesi hükmünün yorumlanmasında yanılgıya düşülerek, davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yanlar arasındaki sözleşme yürürlükte ve davalı da yüklenici olduğundan, mahkemece uyuşmazlığın esasına girilerek varılacak sonuç itibariyle yanlar arasındaki uyuşmazlık çözümlenmelidir.
Kabule göre de; mahkemece davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmiş olduğu halde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi hükmü gereğince, davalı yararına avukatlık ücreti takdiri gerekirken, yazılı şekilde 1.700,00 TL nispî vekâlet ücretine hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle karar bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 18.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.