Esas No: 2022/1830
Karar No: 2022/3849
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1830 Esas 2022/3849 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1830 E. , 2022/3849 K.Özet:
Davalı yönetim tarafından Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki İznik Gölü kıyısı ve sahil şeridine yapılan müdahaleye ilişkin açılan davada, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi kıyı kenar çizgisi belirlenmeden önce verilen kararı bozdu. Mahkeme, kıyı kenar çizgisi içinde kalan yapıların davalının müdahalesi nedeniyle kaldirılmasına, dışında kalan yapıların niteliğinin belirlenmesi gerektiğini ancak bu araştırmanın yapılmadan eksik bir karar verildiğini belirtti. Davalı yönetimin müdahale ettiği kıyı kenar çizgisi dışındaki alan hakkında detaylı araştırma yapılması ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup olmadığının belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Kararda, 2709 sayılı Anayasa'nın Kıyılardan Yararlanma başlıklı 43. maddesi ve bu düzenleme gereğince çıkarılan 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun genel esaslar başlıklı 5. maddesi detaylı bir şekilde açıklandı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 11/10/2013 gününde verilen dilekçe elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/10/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yere yapılan müdahalenin men’i ve kal talebine ilişkindir.
Davacı vekili; dava konusu İznik Gölü kıyısı ile sahil şeridinde bulunan yasa gereği Devletin hüküm ve tasarrufun altındaki taşınmazda, davalı site yönetimi tarafından 2 adet iskele, voleybol sahası, kayık koyma yeri olmak üzere toplam 1392,75 metrekarelik alana yapılan müdahalenin önlenmesi ile muhdesatların kal’ini talep etmiş, 24.12.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile de 24.11.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda nitelikleri ve yüzölçümleri belirtilen yapı ve muhdesatların tamamının kal’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu 2 adet iskeleden tahta olanın dava tarihinden önce yıkıldığını, diğer demirli iskelenin akıbeti hakkında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne başvuru yapıldığını, neticesinin beklenildiğini, voleybol sahasının davadan önce kaldırıldığını, kayık konulan yer hakkında bu yerin spor kulübüne ait olduğunu, spor kulübünün ayrı tüzel kişiliğinin bulunduğunu teknelerin de gerçek kişilere ait olduğunu, müvekkili site yönetimi ile ilgisinin bulunmadığını, ilçede kıyı kenar çizgisinin belirlenmediğini, davada hukuki yararın bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.03.2018 günlü ve 2015/18221 E, 2018/9168 K sayılı ilamıyla "... fen bilirkişinin raporunu düzenlerken uyguladığını belirttiği kıyı kenar çizgisi ile İznik Belediye Başkanlığından gelen yazı cevabı arasında çelişki bulunmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş, yeniden İznik Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak bu çelişkiyi gidererek ,gelen yazı cevabına göre ilgili yerden kıyı kenar haritasını dosya arasına alınmak ve harita mühendisi ve fen bilirkişisi ile yeniden keşif yapmak olup mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile , Bursa ili, İznik ilçesi, Selçuk Mahallesi, İznik Gölü kıyısında bulunan 18/03/2020 tarihli fen bilirkişileri rapor ve krokisinde kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı bildirilen kısma davalının yaptığı müdahalenin men'ine, bu kısımdaki rapor ve krokide (A) harfi ile gösterilen 239,74 m2'lik iskelenin,(D) harfi ile gösterilen basit kuruluğun 33,32 m2'lik kısmının,(E) harfi ile gösterilen voleybol sahasının 117,80 m2'lik kısmının,(F) harfi ile gösterilen 14,06 m2'lik iskelenin kal'ine, rapor ve krokinin onaylı örneğinin karara eklenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; kıyılara ilişkin olarak, 2709 Sayılı T.C. Anayasası'nın, "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43. maddesinde, "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir." düzenlemesi ve bu düzenleme gereğince çıkarılan 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun "Genel Esaslar" başlıklı 5. maddesinde "Kıyılar ile ilgili olarak kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu, yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetildiği, kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespitinin zorunlu olduğu, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, kıyılarda hiçbir yapı yapılamayacağı, duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamayacağı" şeklinde genel esaslar düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.03.2018 günlü ve 2015/18221 E, 2018/9168 K sayılı ilamına uygun olarak kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve kıyı kenar çizgisi içinde kalan yapılar ile ilgili davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davacı dava konusu yapıların tamamının kamuya ait alanda bulunduğu iddiasındadır. Bu durumda mahkemece kıyı kenar çizgisi dışında kalan pompa istasyonu ile kuruluk ve voleybol sahasının bir kısmının bulunduğu yerin niteliği belirlenmeli bu kısım da Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer ise davalının buraya yönelik müdahalesinin de men'ine ve yapıların kal'ine karar verilmesi gerekirken belirtilen husus araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.