Ayıplı Mal - Kusur Halinde İş Sahibini Hakkı - Kusur Tespiti - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/90 Esas 2011/2933 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/90
Karar No: 2011/2933
Karar Tarihi: 16.05.2011

Ayıplı Mal - Kusur Halinde İş Sahibini Hakkı - Kusur Tespiti - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/90 Esas 2011/2933 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı şirket ile davacı müvekkilinin kısa kollu çocuk tişörtleri üzerine yaptığı sözlü sözleşme kapsamında üretim eseri yapılmıştır. Davacı, ayıplı oldukları iddiasıyla 19.288 adet ürünün bedelinin tahsili için davalıya dava çıkarmıştır. Mahkeme tarafından verilen kararda, ayıp konusunun belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, ayıp sonucu oluşan maddi zararın gerçekleşip gerçekleşmediğinin de incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu sebeplerle, davacının talepleri reddedilerek taraflar arasında yeniden bir inceleme yapılması kararı verilmiştir. Kararda, Borçlar Kanunu'nun 355, 359, 360 ve 362. maddeleri de detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

 

 

15. Hukuk Dairesi 2011/90 E., 2011/2933 K.

15. Hukuk Dairesi 2011/90 E., 2011/2933 K.

  • AYIPLI MAL
  • KUSUR HALİNDE İŞ SAHİBİNİ HAKKI
  • KUSUR TESPİTİ

 

  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 359 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 360 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 362 ]

"İçtihat Metni"

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, maddi tazminatın tahsili istemiyle açılmış, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 26.325,56 GBP"nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, ihracaatını amaçladığı kısa kollu çocuk tişörtlerinin kesim, dikim, kontrol, ütü ve paketlenmesi işinin, davalı şirket tarafından yapılarak, davacı müvekkiline teslimi hususunda anlaştıklarını; davacının yüklendiği edimini ifa ettiğini; ancak, davalı tarafından ayıplı yapılan 19.288 adet ürünün 7.012 adedinin ihracatçı firmaca reddedilmesi sebebiyle düşük bedelle ve toplam olarak 9.268,00 İngiliz paunduna ve geriye kalan 12.276 adet ürünü ise 4.910,00 İngiliz paunduna sattığını ve bu ürünlerin ayıplı olması sebebiyle 31.232,00 İngiliz paundu tutarında zarara uğradığını ileri sürerek, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.

Yanlar arasında kısa kollu çocuk tişörtlerinin fason üretiminin davalı şirket tarafından yapılması hususunda "sözlü sözleşme" yapıldığı çekişmesizdir. Davacı iş sahibi; davalı şirket ise yüklenicidir. Yanlar arasındaki akdî ilişki, Borçlar Kanunu"nun 355. maddesi hükmünde tanımlandığı üzere, niteliğince bir eser sözleşmesidir.

Ayıp, bir malda sözleşme ve Yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması; ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır.

Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini üstlendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda Borçlar Kanunu"nun 359., gizli ayıplarda ise 362. maddesi hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, Borçlar Kanunu"nun 360. maddesinde tanınan hakları eser-iş sahibi kullanabilir. Davacı iş sahibi, toplam 19.288 adet kısa kollu çocuk tişörtlerinin ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de; ayıbın varlığı ve derecesinin belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılarak ayıp belirlenmemiştir. Ayıbın gizli ya da açık ayıp niteliğinde olması durumuna göre ihbar süreleri farklı olduğu gibi; Borçlar Kanunu"nun 360. maddesi gereğince, somut olayda, ayıpların giderilmesi bedelinin mi yoksa iş bedelinde indirim yapılmasının mı gerektiğini, bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahkeme takdir edebilir. Ayıbın varlığının saptanmasından sonra da, uyuşmazlık konusu ise, ayıp sonucu oluşan maddi zararın gerçekleşip, gerçekleşmediğinin incelenmesi gerekir. Ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmamış ve ürünlerin satılmış olması sebebiyle de, inceleme yaptırılması da olanaksız olmuştur. Tüm bu sebeplerle davanın tümden reddi yerine; varlığı ileri sürülen ayıplı ürünlerin gerçekten ayıplı olup, olmadıkları saptanmadan mahkemece, hukuksal olmayan gerekçelerle, ayıp sonucu oluştuğu ileri sürülen maddi zararın tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.

Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek hA..nde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 16.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara