Esas No: 2021/1366
Karar No: 2022/3886
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1366 Esas 2022/3886 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/1366 E. , 2022/3886 K.Özet:
Davacı, tapuya kayıtlı olan müşterek mülkiyette olan bir taşınmazın bir kısmına tavuk kümesi ve bina inşa ettiğini ve uygun bir bedel karşılığında taşınmazın kendi adına tapuya tescil edilmesini istemiştir. Davalılar ise bu inşaatın kendilerine ait olan taşınmazın tamamına yapıldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar vermiştir. Davalılardan biri olan ...'ın payı yönünden davacının ikinci kademedeki tazminat istemi kabul edilmiş, diğer davalılar adına davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, hüküm sonuç kısmıyla gerekçesi arasında çelişki olduğu için karar bozulmuştur. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 724'üncü, 722'nci ve 723'üncü maddelerine atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07/07/2014 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen 29/01/2020 tarihli hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili; diğer taraftan duruşmasız incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 31/05/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden taraflardan gelen olmadı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 724’üncü maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede Türk Medeni Kanununun 722 ve 723’üncü maddelerine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 275 sayılı parsel sayılı taşınmazın müşterek mülkiyet şeklinde davalılar adına tapuya kayıtlı olduğunu, davacının bu taşınmazın 1000 metrekarelik bölümüne davalıların murisi ...'ın rızası ile 2000 yılında tavuk kümesi ve bina inşa ettiğini belirterek, Türk Medeni Kanununun 724’üncü maddesi uyarınca uygun bir bedel karşılığında taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, bu talebin kabul görmemesi halinde Türk Medeni Kanununun 722 ve 723’üncü maddeleri doğrultusunda, yapı değerinin tamamı kadar tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... ve ... vekili, davalı ...'nın davacının eşi olduğunu ve yapılan inşaatta davacının maddi desteğinin bulunduğunu, ancak davacının inşaatı tamamen kendisinin inşa etmediğini bu sebeple eğer varsa katkı bedelini isteyebileceğini, müvekkili ...’ın oğlunun da katkısı olduğunu, murisin inşaatın bitiminden sonra taşınmazı %15’er paylaştırdığını, dava tarihinden önce davalı ...’ın payını davalı ...’a satış yoluyla devrettiğini, protokolün geçersizliğine karar verildiğini, protokoldeki imzanın sadece davalı ...’ı bağladığını, fenni kümesin 896 m2, tek katlı binanın 126 m2, çelik sundurmanın 45,5 m2, kuruluğun ise 90 m2 olmak üzere toplam 1575,5 m2'lik davaya konu bölümün ifraz imkanı da bulunmadığını, temliken tescil şartları oluşmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili 10.04.2015 tarihli duruşmada davayı kabul ettiklerini, maddi olayların doğru olduğunu, davanın kabulüne karar verilecekse davalıların paylarına düşen arazi bedelini talep etmediklerini beyan etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen ilk kararın davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, kabul beyanında bulunan müşterek paydaşların payları yönünden davanın kabulünün doğru olduğu, ancak 275 parsel sayılı taşınmazın önceki maliki 06.09.2003 tarihinde vefat eden davalılar murisi ...'ın dava konusu taşınmazı davacıya haricen sattığı yahut mülkiyet hakkını davacıya terk ettiğine dair delil bulunmadığı ve Türk Medeni Kanununun 724’üncü maddesi uyarınca davacı lehine tescil koşulları oluşmadığından tapu iptali ve tescil talebinin davalı ...'ın 7/16 payı yönünden reddedilmesi ve davacının ikinci kademedeki tazminat isteminin davalı ...'ın payı yönünden incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 19.12.2017 tarih 2017/801 Esas, 2017/9530 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine; davalı ... yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine; davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden davanın kabulüne 275 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline; ... yönünden davanın reddine; davacının ikinci kademedeki tazminat istemine yönelik talebin kısmen kabulü ile 115.937,50 TL’nin dava tarihi olan 14/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... tarafından alınarak davacı tarafa verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine; karar kesinleştiğinde mahkeme veznesine depo edilen 61.031,25 TL bedelin davacıya iadesine, davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın davayı kabul ve bedel talep etmediklerine ilişkin beyanları dilkkate alınarak haklarında bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2’inci maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda; mahkemece, hükmün 2 numaralı bendinde davayı kabul eden davalıların payları hükümde gösterilmek suretiyle tapu iptali ve tescil kararı verilmesi gerekirken dava konusu 275 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacı adına tesciline; hükmün 3 numaralı bendinde davanın reddine karar verildikten sonra 4 numaralı bendinde davalı ... yönünden tazminat isteminin kabulüne; hükmün 5 numaralı bendinde davayı kabul eden davalıların bedel talep etmediklerine ilişkin beyanları dikkate alınarak haklarında bedel iadesi hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek infaza elverişsiz hüküm tesis edildiğinden ve gerekçeyle hüküm sonucu arasında çelişki yaratıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;davacı vekili ile davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.