Esas No: 2022/1732
Karar No: 2022/3876
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1732 Esas 2022/3876 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1732 E. , 2022/3876 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 28/10/2021 gün ve 2021/156 Esas, 2021/2451 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 4811 ada 4 parsel sayılı taşınmazda babası ... ve annesi ...’den intikal eden hisse oranında malik olduğunu, dava konusu taşınmazın tapusuz olup babası adına verilmiş tapu tahsis belgesi bulunduğunu, taşınmaz üzerinde bina yapılması için dava dışı diğer kardeşleriyle birlikte müvekkilinin davalı kardeşleri ...’e vekaletname verdiklerini, davalı ...’in aynı gün dava konusu taşınmaz için kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, davalı ...’in bu sözleşmeden 5 gün sonra gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalı ... ’a bu taşınmazın satışını vaadettiğini, müvekkilinin bu durumu 2011 yılında öğrendiğini, yapılan satışa rızasının olmadığını, kaldı ki herhangi bir bedel de almadığını, davalı ...’in vekalet görevini kötüye kullandığını, müteahhitle muvazaalı işlem yaptığını, müteahhidin binadaki daireleri hızla elden çıkardığını ileri sürerek 4811 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili ile diğer yasal mirasçılar adına tesciline, tapunun verilmesi mümkün olmazsa bedelinin tespitine ve bu bedelin müşterek ve müteselsil olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... 23.02.2012 tarihli cevap dilekçesiyle davanın iddialarını kabul ettiğini taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu kaldırılınca tapuyu devir edeceğini beyan etmiş, 13.09.2012 tarihli celsede cevap dilekçesini verenin kendisi olmadığını ...'ın vermiş olabileceğini beyanle davanın reddini savunmuştır
Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı ... ’a satışının vaadedilmesinin tapusu olmayan tapu tahsis belgeli dava konusu taşınmazın tapusunun çıkartılıp üzerine bina yapılabilmesi amacıyla olduğu, davalı ... ’ın mal sahibi olarak dava dışı bir şirketle düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiği, bu sözleşme ile 1, 3 ve 4 No’lu bağımsız bölümlerin mal sahibine, diğer bağımsız bölümlerin müteahhide kalacağının kararlaştırıldığı, bu durumda davacıya isabet edecek bir daire bulunmadığı ancak davalı ... adına kayıtlı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin hakkaniyete en uygun çözüm olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile 4811 ada 4 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 3 ve 6 No’lu tapu kaydının ayrı ayrı davacının miras payı olan 1/5 oranında iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ile davalı ... temyizi üzerine Dairemizin 28.10.2021 tarih, 2021/156 Esas, 2021/2451 Karar sayılı ilamı ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, Davalı ... ’ın temyiz itirazlarına gelince; davalı ...’ın diğer davalı ... ile nasıl ve ne şekilde el ve işbirliği içinde muvazaalı işlem yaptığı ispatlanamamış olmasına rağmen gerekçe gösterilmeksizin bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili ve davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazları yerine görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarına gelince;
Uyuşmazlık davalı ... 'ın iyiniyetli olup olmadığı, TMK’nin 3. maddesi karşısında yararına geçerli bir tescilin sonuçları meydana gelip gelmeyeceğine ilişkindir. Taşınmazın mülkiyetinin kötüniyetle kazanıldığının kural olarak davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Muvazaa ileri süren tarafından her türlü delil ile kanıtlanabilir. Kötüniyet iddiası üzerine, mahkemece de gerekli görülen araştırmalar kendiliğinden yapılabilir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazda 28.12.1984 tarihli tapu tahsis belgesi ile davacının babası ...'ün hak sahibi olarak belirlendiği, davacı ve diğer kardeşlerinin davalı kardeş ...'e babalarından kendilerine intikal eden bu taşınmazda satış dahil geniş yetkiler içeren vekaletnameyi 06.06.2008 tarihinde verdiği, bu vekalet ile aynı gün davalı ...'ün kendi adına asaleten kardeşleri adına vekaleten mütehahit ... ile arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı,yine aynı vekaletnamede bulunan yetkilere dayanarak davalı ... 'ın vekili ... ile imzaladığı 11.06.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu tapu tahsisi belgesiyle sahibi bulunacakları 2381 parsel sayılı taşınmazı kendi adına asaleten kardeşleri adına vekaleten satmayı vaad ettiği anlaşılmıştır. Belediye Encümeninin 04.12.2008 tarihli kararında ile ... varislerinin tamamının 11.06.2008 tarihinde taşınmazdaki hak ve hisselerini ... 'a sattıkları belirtilmiştir. ... adına 24.12.2008 tarihinde dava konusu taşınmazın tapusunun tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı ... tapu tahsis belgesi ile hak sahibi bulundukları dava konusu taşınmazda inşaat yapabilmek için mütehahit ... ile arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, 11.06.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesinde vaad alacaklısına vekaleten işlem yapan ...'nun mütehahit ...'nun kardeşi, vaad alacaklısı ... 'ın ortağı olduğunun iddia ettiği, yapılan keşifte dava konusu davalı ... adına tescilli iki daireyi davacının kardeşi ...'ün kullandığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkeme tarafından; davalı ... , 11.06.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesinde ... 'a vekaleten hareket eden ... ve 06.06.2008 tarihli arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici olan ... arasında el ve işbirliği olup olmadığı; cevap dilekçesi, cevap dilekçesine ilişkin yapılan soruşturma ve araştırmalarda dikkate alınarak tüm dosya kapsamıyla değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Dairemizce bu gerekçe ile hükmün bozulması gerekirken yazılı gerekçe ile bozulması doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 28.10.2021 tarih, 2021/156 Esas, 2021/2451 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına hükmün bu gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının reddine; (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 28.10.2021 tarih, 2021/156 Esas, 2021/2451 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 31.05.2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Karar düzeltme talebinin kabulu ile Dairemizin 28.10.2021 tarih, 2021/156 Esas, 2021/2451 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak Yasa ve usule uygun dosya kapsamıyla verilen kararın yerinde olduğu kanatiyle bozmaya katılmadığım kararın onanması yönündeki azınlık görüşümdür.