Esas No: 2022/1043
Karar No: 2022/6408
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/1043 Esas 2022/6408 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2022/1043 E. , 2022/6408 K.Özet:
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından nitelikli cinsel saldırı suçundan şüpheli hakkında yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin kararı inceleyen Ceza Dairesi, kararın usul ve kanuna uygun olduğu sonucuna vararak kanun yararına bozma talebini reddetmiştir. Dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yasaya uygun bir soruşturma yapmadığı, müştekinin beyanları dışında yeterli şüphelere ulaşılmadığı ve soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca Cumhuriyet savcısının hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, yapacağı değerlendirme sonucunda yeterli şüphenin oluştuğu durumlarda iddianame düzenleyerek kamu davası açması gerektiği, aksi halde ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebileceği belirtilmiştir. 5271 sayılı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince değerlendirme sonucunda yeterli şüphelerin oluşmadığı durumda ise soruşturmaya yer olmadığına dair karar verilebileceği belirtilmiştir. Ayrıca, anılan Kanun’un 173/3. maddesi gereğince eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
"İçtihat Metni"
Nitelikli cinsel saldırı suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/01/2021 tarihli ve 2020/103629 soruşturma, 2021/3152 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/04/2021 tarihli ve 2021/1124 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müştekinin olay tarihinde erkek arkadaşı olan ... isimli kişinin evine gittiğini, ...'in ev arkadaşı olan şüphelinin ...'in evde olmadığını söyleyerek kendisini eve davet ettiğini, müştekinin şüpheli ile evde bulundukları sırada birlikte alkol aldıktan sonra şüphelinin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu ve bu olaydan sonra uzun süre psikolojik tedavi gördüğünü belirterek kendisine tecavüz eden şüpheliden şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca taraflar arasında husumet bulunduğu, olay tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği, bu nedenle müştekinin beyanlarına itibar edilmediği ve müştekinin soyut iddiası haricinde şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kamu davası açmayı gerektirir yeterli şüpheye ulaşılamadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şikayet dilekçesinde müştekinin olay sebebiyle 4 yıldır psikolojik tedavi gördüğünün ifade edilmiş olması ve müşteki ile şüpheli arasında olaya ilişkin yazışmaların bulunması karşısında, öncelikle yazışmalara ilişkin ekran çıktılarının sunulduğu gözetilerek söz konusu yazışmaların şüphelinin kullanımında olduğu iddia edilen sosyal medya hesabından müştekinin kullanımında olan sosyal medya hesabına gönderildiğine dair müştekinin çağrılması ile hesabından fiili tespit yapılarak tutanak altına alınması, müştekinin olaydan sonra tedavi gördüğünü iddia ettiği sağlık kuruluşunun isminin tespiti bakımından müştekinin ifadesinin yeniden alınması, ilgili sağlık kuruluşundan müştekinin olaydan hemen sonra ilgili sağlık kuruluşuna müracaatı bulunup bulunmadığının, müracaatta bulunmuş ise konulan teşhis ve uygulanan tedavinin ne olduğunun sorulması, ayrıca psikolojik tedavi görüp görmediğinin araştırılması ve varsa buna ilişkin tüm hastahane veya sağlık kuruluşu kayıtlarının getirtilmesi, müştekinin şüphelinin iş yerine gönderdiği belirtilen elektronik posta içeriklerinin temin edilmesi, bu hususa ilişkin olarak şüphelinin müşteki hakkında şikayetçi olduğu soruşturma evrakının akıbeti araştırılarak ilgili dosyanın getirtilmesi, olay tarihinde şüphelinin ev arkadaşı olan ve müştekinin de erkek arkadaşı olarak belirttiği ... isimli kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilerek olaya ilişkin tanık sıfatıyla ifadesi de alınarak, sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verilmesi nedeniyle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 17.11.2021 ve 94660652-105-34-22370-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Tüm dosya içeriği nazara alındığında, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07.01.2021 gün ve 2020/103629 soruşturma, 2021/3152 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22.04.2021 günlü ve 2021/1124 Değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, vaki talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.