Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1912 Esas 2022/3951 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1912
Karar No: 2022/3951
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1912 Esas 2022/3951 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu tapu iptali ve tescil isteğidir. Davacılar, murislerinin sahip olduğu payın satın alındığını ancak tapu kütüğüne işlenmediğini iddia ederek söz konusu payın kendilerine tescil edilmesini talep etmiştir. Davalılar ise kadastro tespitinin yapıldığını ve sonrasında yapılan itiraz davası sonucu tescil işleminin gerçekleştiğini savunarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yargıtay 14. Dairesi ise daha önce verilen bir kararın kesin hüküm olduğunu ve bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Hüküm sonucunda, vekalet ücreti yönünden yapılan hüküm düzeltme yapılarak onanmıştır.
Kanun Maddeleri: 2981 sayılı Kadastro Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 303. madde, HMK 438/7 madde.
7. Hukuk Dairesi         2022/1912 E.  ,  2022/3951 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18/03/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23/09/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'ın ... ili, 337 ada 77 parsel sayılı taşınmazın 532/38400 oranındaki payını dava dışı ...'dan 08.10.1984 tarih ve 3906 yevmiye numaralı resmi akit ile satın aldığını, ancak tapu sicil müdürlüğü tarafından satışın tapu kütüğüne işlenmediğinin öğrenildiğini, davacıların murisinin dava konusu yerde ev inşa ettiğini, dava konusu taşınmazın imar uygulaması ile 4034 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu iddia ederek dava konusu taşınmazdaki 320 metrekarelik kısmın davalıların payından iptali ile mirasçılık belgesinde pay oranları dikkate alınarak davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine ve Tapu Sicil Müdürlüğü vekili, davacıların murisinin dava dışı ...'dan dava konusu payı satın aldığını ancak bu durumun tapu kütüğüne işlenmediğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, imar uygulaması sonucu Hazinenin paydaş olduğunu, idareye husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalılardan ... ve ... vekili; dava konusu taşınmazda 2981 sayılı yasanın 10. maddesi uyarınca kadastro tespitinin yapıldığını, kadastro tespitine itiraz davası sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini ve dava dosyasında mevcut 20.05.1999 tarihli bilirkişi raporundaki tescile esas dağıtım cetvelindeki gibi tapuya tescil edildiğini, davacıların murisi ...'ın 1990/37 Esas sayılı dosya ile açtığı davanın kadastro tespitine itiraz davası ile birleştiğini, mahkemece verilen kararın eldeki davanın gerekçesiyle aynı nedenlerle davacıların murisi tarafından temyiz edildiğini kararın Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, kesin hüküm bulunduğunu, davacıların talebinin kadastral parselin ihyası olduğunu, imar uygulaması iptal edilmeden bu davanın dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Dairesinin 11.11.2019 günlü ve 2019/1092 Esas, 2019/7601 Karar sayılı ilamı ile “Somut uyuşmazlıkta, eldeki davanın davalılarından ... ve ... tarafından dava konusu 337 ada (tashihen düzeltilerek 1314 ada) 77 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak 2981 sayılı yasanın 10. maddesine göre yapılan uygulamanın hatalı olduğu ve iş bu uygulama ile 1314 ada 77 parsel sayılı taşınmazın 1314 ada 738 ve 788 parsel numaralarını aldığı iddiası ile açılan tespite itiraz konulu Aksaray Kadastro Mahkemesinin 1994/5 Esas sayılı davası ile birleştirilen aynı mahkemenin 1990/37 Esas sayılı dosyasında davacıların murisi ... tarafından davalılar ..., ... ve ... aleyhine aynı taşınmaz ile ilgili olarak 2981 sayılı yasanın 10. maddesine göre yapılan kadastro çalışmasının hatalı yapıldığı iddiasıyla açılan dava neticesinde mahkemece kadastro tespitine itiraz davasının kabulüne karar verilerek 20.05.1999 tarihli bilirkişi raporunda yer alan tespite esas dağıtım cetvelinde adı geçen kişiler adına ve belirtilen oranlarda tespit ve tesciline dair verilen 25.06.1999 günlü ve 1999/11 Karar sayılı hüküm, birleştirilen davanın davacısı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 29.12.2009 günlü ve 2008/6420 Esas ve 2009/9121 Karar sayılı ilamı ile onanarak 13.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde düzenlen kesin hüküm olgusunun davacılar aleyhine gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyulması sonrası yapılan yargılama sonundan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hüküm davacılar vekili tarafından aleyhe hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
    Dava kesin hüküm nedeniyle reddedildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6. bendinde yer alan vekalet ücretine ilişkin "12.468,80 TL" ibaresinin metinden çıkarılmasına, yerine "4.080,00 TL" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Hemen Ara