Esas No: 2021/7925
Karar No: 2022/4000
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7925 Esas 2022/4000 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7925 E. , 2022/4000 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacılar vekilleri, davacı ...'ya ait 532, davacı ...'ya ait 534 parsel sayılı taşınmazlar lehine davalılara ait 537 ve 538 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalılar, davacının geçit ihtiyacı olmadığını halen kullandığı bir yol olduğunu, geçit istenen yerde ağaçların olduğunu, başka yerlerden geçit sağlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacıların sübut bulan davalarının kabulü ile, davalı 533 ve 537 nolu parseller aleyhine olmak üzere davacı 534 ve 532 parseller lehine 04/05/2009 tarihli ek bilirkişi raporu ile 04/07/2008 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 1 numaralı güzergahlar üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 20/11/2011 gün ve 2010/14308 Esas, 2011/453 Karar sayılı ilamıyla davanın farklı parsellerin maliki olan davacılar tarafından açıldığı, her parsel için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinden, davaların tefrikine karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak davacı ...'ya ait 534 parsel yönünden davanın tefrikine karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulü ile 532 parsel lehine fen bilirkişisinin 09/01/2012 havale tarihli raporunda belirtilen 2 no'lu güzergahtan davalı 537 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24/09/2012 gün ve 2012/9339 Esas, 2012/10851 Karar sayılı ilamı ile; mahkemece yapılan keşiften sonra teknik bilirkişi batıdaki kadastral yolun kullanılmaz durumda bulunduğunu bildirmiş ise de, iş makineleri ile makul süre çalışma ve masraf yapılmak suretiyle yola çıkma olanağının bulunup bulunmadığının ayrıntılı bir şekilde açıklanmadığı, yolun hangi nedenle kullanılamaz olduğunun bilirkişilerce ayrıntılı olarak raporlanmadığı, davacıya ait parselde mutlak geçit ihtiyacının bulunup bulunmadığı hususunun kesin olarak saptanmadığı belirtilen eksikliklerin giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davacının davasının kabulü ile, davacı 532 parsel açısından fen bilirkişisinin 24/10/2013 havale tarihli raporunda 3 numaralı güzergah olarak gösterilen yeşil renkli alandan davalı 537 ve 578 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmün davalı ... ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 27/05/2015 gün ve 2015/4324 Esas, 2015/5890 Karar sayılı ilamı ile; yapılan keşif sonucunda alınan fen ve ziraat bilirkişi raporlarında batıdaki kadastral yol ile lehine geçit istenen 532 parsel sayılı taşınmaz arasında 1,5 metre kot farkı bulunduğu vurguladığını, makul çalışma ve masraf yapılmak suretiyle buradan yol ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağına ilişkin bir saptama yapılmadığını, inşaat mühendisi bilirkişi vasıtasıyla iş makinalarıyla çalışma ve masraf yapılarak batıdaki yola çıkışın ve kullanılmasının mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bu seçenekten geçit kurulmasının mümkün olmadığının kesin olarak belirlenmesi halinde diğer alternatifler üzerinde durulması gerektiğini, kabule göre de, 532 parsel lehine kurulan geçitin davacı ...'e ait 536 parsel üzerinden geçirilmeden kesintisizlik kuralı ihlal edilerek tesis edilmesinin de doğru olmadığı gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulü ile davacıya ait 532 parsel lehine fen bilirkişisinin 24/10/2013 havale tarihli raporunda 3 numaralı güzergah olarak gösterilen yeşil renkli alandan davalı 537 ve 578 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Ayrıca; geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir.
Somut olayda mahkemece bozma ilamından sonra yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporlarına dayanılarak dava konusu 532 parselin kadastral yolla birleştiği yerde 4,00 m kot farkı bulunduğu, buradan verilecek bir geçit yolunun maliyetli ve dik olacağı en uygun seçeneğin fen bilirkişisinin 24/10/2013 hakim havale tarihli raporunda 3 numaralı güzergah olarak gösterilen yeşil renkli alan olduğu gerekçeleriyle 532 parsel lehine 537 ve 578 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiş ise de, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmeden verilen karar isabetli değildir.
Bozma ilamı doğrultusunda yapılan keşiften sonra alınan bilirkişi raporlarında davacıya ait 532 parsel sınırına cephe kadastro yolu ile dava konusu taşınmaz arasında 4,00 m kot farkı bulunduğu, bu yolun açılmasının maliyetli olduğu bildirilmiş ise de, uzman bilirkişiler tarafından taşınmazın sınırındaki kadastral yol arasındaki kot farkının giderilmesi için iş makinaları ile yapılacak çalışmanın maliyeti hesaplamamış, bu yolun davacı tarafından kullanılmasının imkansız olup olmadığı kati surette belirlenmemiş, bozma ilamında 532 parsel sayılı taşınmaz lehine kurulan geçitin davacı ...’e ait 536 parsel üzerinden geçirilmeden tesis edilmesinin doğru olmadığı karar altına alındığı halde bu husus gözetilmediğinden kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiştir. Geçit tesis edilen güzergah dosya içerisindeki kadastro krokisi ve fen bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere, dere yatağı olarak bırakılan yerin üzerinden geçtiğinden, dere yatakları kural olarak Türk Medeni Kanununun 715. maddesi kapsamına giren devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Bu özelliği itibariyle de kamu malıdır. Kamu malı niteliğinde olan bir yerin, kişinin özel istifadesine terki olanaklı değildir. Kısaca belirtmek gerekirse, dere yatağı üzerinden köprü kurularak dahi olsa geçit kurulamaz. Kaldı ki geçit davalarındaki amaç, yol ihtiyacı içinde bulunan bir taşınmazın, kesintisiz olarak genel yola ulaşımını sağlamaktır. Dere yatağı tapuya tescil edilmiş bir yer olmadığından bu şekilde kurulan geçitle kesintisizlik ilkesi de ihlal edilmiştir. Kabule göre de, hüküm tarihi dikkate alındığında hükme esas alınan geçit bedelinin belirlendiği tarih üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olduğu ve hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespitinin de yaptırılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, karardan sonra aleyhine geçit tesis edilen 578 parsel sayılı taşınmazda Bilgül Dinçer ve Menekşe Kaplan’ın yeni pay sahibi olduğu dikkate alınarak dava konusu taşınmazların tapu kayıtları temin edilmeli, tapu kayıt maliklerinin davada usulüne uygun şekilde taraf olması sağlandıktan sonra, mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılmak suretiyle yararına geçit tesis edilen 532 parsel sayılı taşınmaza cephe kadastro yolu ile taşınmazın bağlantısını sağlamak için ne kadar bir maliyet gerektiği ve bu yolun davacı tarafından kullanılmasının mümkün olup olmadığı ayrıntılı şekilde tespit ettirilerek ve net olarak belirlendikten sonra, dava konusu taşınmazın sınırındaki kadastral yoldan geçit ihtiyacının giderilebileceğinin anlaşılması halinde davanın reddine karar verilmelidir.
Dava konusu taşınmazın geçit ihtiyacının sınırındaki kadastral yol ile giderilemeyeceği kati surette belirlendiği taktirde; kamu malı niteliğinde olan yerlerden geçit hakkı tesis edilemeyeceği ve geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi göz önünde bulundurularak lehine geçit hakkı tesisi istenilen taşınmazın dere üzerinden geçmeyecek şekilde başka alternatiflerden yola ulaşımının sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılmalı, bilirkişi tarafından belirlenen tüm alternatif güzergahlar tek bir krokide-raporda denetime elverişli olarak gösterilmeli, genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibine uygun olarak karara yakın tarihte geçit bedeli tespit edilmeli, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek en uygun alternatif belirlendikten sonra, usulüne uygun olarak geçit hakkı bedelinin depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözönünde bulundurulmadan bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 02.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.