Esas No: 2021/8286
Karar No: 2022/4041
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8286 Esas 2022/4041 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8286 E. , 2022/4041 K.Özet:
Davacı Hazine vekili, bir taşınmazın, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış imar parsellerinin tapu kayıtlarının eski haline iadesi talebiyle dava açmıştır. İlk hükümde, davanın reddine karar verilmiş, ancak Yargıtayın bozma ilamı sonrası yeni bir yargılama yapılarak, davanın reddine hükmedilmiştir. Davacının dava açma tarihinde haklı olduğu, dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Hükümde, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi ve HUMK'nun 438/7. maddesi göz önünde bulundurulmuştur. Hüküm fıkrasında, davacının yapılan yargılama giderinin Adana Büyükşehir Belediyesi ile ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesi, davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılması ve vekalet ücreti tahsili kararları yer almaktadır.
775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi, TMK’nın 1025. maddesi ve A.A.Ü.T. kanunu hükümleri kararda detaylı ve açıklayıcı bir şekilde ele alınmamıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/12/2010 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23/06/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, 1358 (2043) parsel sayılı taşınmazın, 895,67 m²'lik kısmının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve Hazine adına ihdası gereken yerlerden olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilip, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, anılan 895,67 m2'lik kısım üzerine de 5498 ada, 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede Seyhan Belediyesince yapılmış olan 37 No'lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek 5498 ada, 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin 895,67 m2'lik binmeli alana isabet eden kısmının tapusunun iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesini istemiştir. Birleştirilen dava dilekçesinde ise; keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda 1358 numaralı ihdas parselinin 896 m2'lik kısmı üzerine 5498 ada, 4, 5 ve 9 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunun bildirildiğini belirterek; 5498 ada 9 parselin binmeli alana isabet eden kısmının tapusunun iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece ilk hükümde, asıl dava ve birleştirilen dava bakımından "tapu iptali ve Hazine adına tescil ile eski hale ihyaya, ayrıca terditli olarak açılan tazminat talebi yönünden karar verilmesine" yer olmadığına karar verilmiş, hükmün taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 13.09.2017 tarih, 2015/4392 Esas, 2017/6347 Karar sayılı ilamıyla; ''... 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının net bir şekilde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.'' gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu 1358 parsel sayılı taşınmaz davalı Seyhan Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir.
Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı Seyhan Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının;
(1) Üçüncü bendinin çıkarılarak yerine "… davacı tarafından yapılan 2.047,55 TL yargılama giderinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine,
(2) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine ''Davalılar tarafından yapılan yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına'' ibaresinin eklenmesine,
(3) Beşinci ve Altıncı bentlerinin çıkarılarak yerine "davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.