Esas No: 2021/8287
Karar No: 2022/4042
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8287 Esas 2022/4042 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8287 E. , 2022/4042 K.Özet:
Davacı Hazine vekili, 1347 parsel sayılı taşınmazın yanlışlıkla Adana Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiğini ve bir imar parseline dönüştürüldüğünü belirterek, tapunun iptal edilmesi ve Hazine adına tescil edilmesini talep etmiştir. Mahkeme ilk başta davayı kabul etmiş, ancak Yargıtayın bozma kararı sonrası davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava açıldığı tarihte davacının haklı olduğu göz önüne alındığında, yargılama giderlerinin davacının lehine olan davalılar tarafından karşılanması gerektiği belirtilmiştir. Davalıların Adana Büyükşehir Belediyesi ve ... Belediyesi olduğu ve TMK’nın 1025. maddesi uyarınca imar parsellerinin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirtilmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri ise şöyle: 775 sayılı kanunun mülga 3. maddesi, TMK’nın 1025. maddesi, HMK’nın 331. maddesi ve A.A.Ü.T. (Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi)'nin yürürlükte olduğu dönemde geçerli olan vekalet ücreti tutarlarına ilişkin hükümler.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/12/2010 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23/06/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili; 1347 (2032) parsel sayılı taşınmazın, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve Hazine adına tescili gereken yerlerden olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilip, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, bu ihdas parselinin Hazine adına tescili gereken 2082,16 m2'lik kısmı üzerinde de 5485 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu, ancak belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede Seyhan Belediyesince yapılmış olan 37 No'lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek; 5485 ada 2 sayılı imar parselinin 2082,16 m2'lik binmeli alana isabet eden kısmının tapusunun iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
Mahkemece ilk hükümde, "tapu kayıtlarının dayanağını teşkil eden imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiği" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili ayrı ayrı temyiz etmişler, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 02.10.2017 tarih, 2015/4607 Esas, 2017/7057 Karar sayılı ilamıyla; ''... 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının net bir şekilde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.'' şeklindeki gerekçeyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu 1347 parsel sayılı taşınmaz davalı Seyhan Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir.
Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı Seyhan Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının;
(1) Üçüncü bendinin çıkarılarak yerine "…davacı tarafından yapılan 1.696,55 TL yargılama giderinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine,
(2) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine "davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…" ibaresinin eklenmesine,
(3) Beşinci bendinin çıkarılarak yerine ''davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına'' ibarelerinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.