Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/1793 Esas 2021/3834 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1793
Karar No: 2021/3834
Karar Tarihi: 30.03.2021

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/1793 Esas 2021/3834 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2020/1793 E.  ,  2021/3834 K.

    "İçtihat Metni"



    Firar suçundan sanık ..."ın, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1-A maddesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli ve 2018/834 Esas, 2019/198 sayılı kararı,
    Aynı sanığın aynı suçtan 1632 sayılı Kanun’un 66/1-A maddesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis ile cezalandırılmasına ilişkin Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli ve 2018/882 Esas, 2019/199 sayılı kararı,
    Aynı sanığın aynı suçtan 1632 sayılı Kanun’un 66/1-A maddesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis ile cezalandırılmasına dair Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli ve 2018/916 Esas, 2019/197 sayılı kararı,
    Aynı sanığın izin tecavüzü suçundan 1632 sayılı Kanun’un 66/1-B, 73 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/09/2019 tarihli ve 2019/416 Esas, 2019/853 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 21/01/2020 gün ve 94660652-105-38-11141-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyaları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/01/2020 tarih ve 2020/12627 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    "Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
    1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun "Firar ve Cezası" başlıklı 66. maddesinin konuya ilişkin 1. fıkrasının,
    " 1) Aşağıda yazılı askeri şahıslar bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur:
    a) Kıt"asından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz olarak altı günden fazla uzaklaşanlar,
    b) Kıt"asından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur bulundukları günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak gelmeyenler," şeklinde düzenlendiği,
    Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 21/02/2018 tarihli ve 2018/1895 esas, 2018/1101 karar sayılı ilâmında yer alan, “1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66. maddesinde düzenlenen firar ve izin tecavüzü suçlarının, Anayasa Mahkemesinin 11/04/2012 tarihli, 2011/111 Esas ve 2012/56 sayılı, Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 01/04/2004 tarihli, 2004/66 Esas ve 2004/61 sayılı Kararları ile Askeri Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı gibi mütemadi (kesintisiz) suçlardan olup, suçun temadinin başladığı ve sona erdiği süreçte işlendiği, kıt"asından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz olarak altı günden fazla uzaklaşmak suretiyle işlenen firar suçu ile kıt"asından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur oldukları günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak gelmemek suretiyle işlenen izin tecavüzü suçunun yakalanma ya da birliğine katılma ile son bulduğu, dolayısıyla bu suçlarda temadinin sona erdiği bir başka anlatımla kesintinin gerçekleştiği yer mahkemesinin yetkili olduğu...” ve
    Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 01/07/2019 tarihli ve 2019/1501 esas, 2019/10303 karar sayılı ilâmında yer alan "...Askerî Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile de ortaya konulduğu üzere, firar ve izin tecavüzü gibi süreklilik gösteren (mütemadi) suçlarda, failin yakalanması, birliğine dönmesi veya bu amaçla resmî mercilere müracaat etmesi hâllerinde suç tamamlanmakta, bundan sonraki kaçma eylemleri ayrı bir suçu oluşturmaktadır. Ancak, katılma veya resmî mercilere müracaat hâllerinde suçun tamamlandığının kabulü için, failin eylemini sonlandırmak iradesiyle hareket etmiş olması gerekmekte, bir başka vesileyle bu eylemlerin yapılmış olmasının, devam etmekte olan suçu sonlandırmayacağı kabul edilmektedir" şeklindeki açıklamalar karşısında, firar ve izin tecavüzü suçlarının temadi eden suçlardan olduğu ve failin kendiliğinden birliğine dönmesiyle (iradi olarak) veya yetkili makamlarca yakalanmasıyla (irade dışı) ya da bulunduğu yerdeki bir askerî makama veya resmi bir kuruluşa birliğine dönmek maksadıyla dehalet etmesiyle (iradi olarak) temadinin son bulacağı, ancak suçun tamamlandığının kabulü için, failin eylemini sonlandırmak iradesiyle hareket etmiş olmasının arandığı,
    Dosyalar kapsamına göre; sanığın Kars 14"üncü Mekanize Piyade Tugay Konutanlığı emrinde er olarak görevli bulunduğu sırada 22/11/2016 tarihinde saat 10:00"da kışla tel örgülerinden sivil kıyafetli olarak atlayarak firar ettiği, sanığa 10:30"da firar mesajı çekilmesine rağmen yasal süreni bitimi olan 29/11/2016 tarihine kadar teslim olmadığı, 22/11/2016 tarihinden itibaren firari olan sanığın 02/01/2017 tarihinde kolluk kuvvetlerince yakalanarak birliğine sevk edildiği bildirilmesine rağmen katılış yapmadığı, yakalama emri çıkarılması için dosyası hazırlandığı ve 19/04/2017 tarihinde yeniden kolluk kuvvetlerince yakalanarak birliğine sevk edilmesine rağmen yeniden katılış yapmadığı, sonrasında sanığın 22/11/2017 tarihinde tekrar kolluk kuvvetlerince yakalandığı ve 22/11/2017 tarihinde askerlik şubesi tarafından 1 gün yol izni verilerek 24/11/2017 tarihinde birliğe katılması bildirilmesine rağmen katılmadığı ve 01/12/2017 tarihinde firari sayıldığı olayda,
    Sanığın 22/11/2016 tarihindeki eyleminden ötürü firar suçundan Kars Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02/10/2017 tarihli ve 2017/3672 soruşturma, 2017/1981 esas, 2017/1061 sayılı iddianame üzerine açılan kamu davasının Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/834 esasına kaydedildiği,
    22/11/2016 tarihinden itibaren firari olan sanığın 02/01/2017 tarihinde kolluk kuvvetlerince yakalanarak birliğine sevk edildiği bildirilmesine rağmen katılış yapmadığı eyleminden dolayı firar suçundan Kars Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09/09/2017 tarihli ve 2017/3585 soruşturma, 2017/1862 esas, 2017/986 sayılı iddianame üzerine açılan kamu davasının Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/882 esasına kaydedildiği,
    Sanığın 19/04/2017 tarihinde yeniden kolluk kuvvetlerince yakalanarak birliğine sevk edilmesine rağmen yeniden katılış yapmadığı eyleminden ötürü firar suçundan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27/03/2018 tarihli ve 2018/16104 soruşturma, 2018/4819 esas, 2018/3828 sayılı iddianame üzerine açılan kamu davasının Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/416 esasına kaydedildiği,
    Sanığın 22/11/2017 tarihinde askerlik şubesi tarafından 1 gün yol izni verilerek 24/11/2017 tarihinde birliğe katılması bildirilmesine rağmen katılmadığı eyleminden ötürü izin tecavüzü suçundan Kars Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09/02/2018 tarihli ve 2018/236 soruşturma, 2018/349 esas, 2018/229 sayılı iddianame üzerine açılan kamu davasının Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/916 esasına kaydedildiği,

    Bu haliyle sanığın birliğine katılma veya resmî mercilere müracaat hâlinin bulunmadığı, sanığın dehalet kastı taşımaksızın her bir eyleminin yakalanmakla son bulduğu gözetildiğinde, sanığın temadi eden eylemleri yönünden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43/1. maddesinde yer alan ""Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır."" şeklindeki düzenleme uyarınca, dosyaların birleştirilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde her eylem için ayrı ceza tayininde isabet görülmediği” gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
    Gereği görüşülüp düşünüldü;
    Askerî Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile de ortaya konulduğu üzere, firar ve izin tecavüzü gibi süreklilik gösteren (mütemadi) suçlarda, failin yakalanması, birliğine dönmesi veya bu amaçla resmî mercilere müracaat etmesi hâllerinde suç tamamlanmakta, bundan sonraki kaçma eylemleri ayrı bir suçu oluşturmaktadır. Ancak, katılma veya resmî mercilere müracaat hâllerinde suçun tamamlandığının kabulü için, failin eylemini sonlandırmak iradesiyle hareket etmiş olması gerekmekte, bir başka vesileyle bu eylemlerin yapılmış olmasının, devam etmekte olan suçu sonlandırmayacağı kabul edilmektedir (Dairemizin 01/07/2019 gün ve 2019/1501-10303 E.K, 2019/1513-10302 E.K sayılı; (Kapatılan) Askerî Yargıtay Daireler Kurulunun 28.4.2016 tarihli ve 2016/14-31 E.K.; 23/06/2016 gün ve 2016/42-57 E.K,; 07.11.2013 tarihli ve 2013/109-107 E.K.; 23/06/2016 gün ve 2016/42-57 E.K, 22.3.2012 tarihli ve 2012/43-42 E.K.; 16.3.2006 tarihli ve 2006/63-64 E.K.; 19.11.2004 tarihli ve 2004/171-152 E.K.; 20.2.2003 tarihli ve 2003/11-9 E.K. sayılı ilamları da aynı doğrultudadır).
    Somut olayda ise katılma veya resmî mercilere müracaat hâlinin bulunmadığı, sanığın dehalet kastı taşımaksızın her bir eyleminin yakalanmakla son bulduğu, dolayısıyla sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin uygulanma şartlarının oluşmadığı; kaldı ki kanun yararına bozma istemine konu edilen Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/09/2019 tarihli ve 2019/416 Esas, 2019/853 Karar sayılı kararının izin tecavüzü eylemi nedeniyle verilen ve itiraz edilmemek suretiyle kesinleşen 5 ay hapis cezasına havi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar olduğu, bu kararın itiraza tabi olup, CMK"nin 231/8. maddesi gereğince beş yıl denetim süresinin olduğu, CMK"nin 231/10. maddesine göre denetim süresi içinde yeni bir suç işlemeyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verileceği, aynı Kanunun 231/11. maddesine göre ise denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağı, Ceza Genel Kurulunun 17/01/2017 gün ve 2013/5-438; 2017/16 sayılı Kararında da işaret edildiği üzere, açıklanması geri bırakılan hükmün ileride açıklanarak hukuken varlık kazanması halinde, davaya konu eylemler arasında zincirleme suç hükümleri bakımından mahkemece değerlendirme yapılabileceği anlaşılmakla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 30/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara