Esas No: 2021/17488
Karar No: 2022/6722
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/17488 Esas 2022/6722 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/17488 E. , 2022/6722 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanıkların atılı suçlardan mahkumiyetlerine dair İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 09.03.2020 gün ve 2019/440 Esas, 2020/168 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi.
Müşteki Bakanlık vekilinin, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında 15.12.2016 tarihinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden gönderdiği dilekçe ile katılma talebinde bulunmasına karşılık bu hususta bir karar verilmemiş ise de, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu, Bakanlık vekilinin de hükmü temyiz ederek katılma iradesini ortaya koyduğu anlaşılmakla, söz konusu madde hükmü de gözetilerek 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılan ve Avukat ...'un ise katılan Bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Sanık ...'in temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nın 294/1. maddesinde yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, sanık ...'in temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık ... hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Tüm dosya kapsamından, suç tarihinde sanıklar ... ve ...'in mağdurun cebir ve tehdit yoluyla direncini kırdıktan sonra birbirlerini takiben çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu işledikleri, eylemin birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmiş olması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 103/3-a. maddesi gereğince cezalarında artırım yapıldığı halde, sanıkların 27.08.2018 günü gerçekleşen eylem dışında mağdura karşı başkaca bir cinsel saldırı eylemlerinin de bulunmadığı gözetilerek, sanıkların aynı kasıt altında mağdura karşı aynı suçu birden fazla işledikleri gerekçesiyle mükerrer cezalandırma oluşturacak şekilde ilk derece mahkemesince 5237 sayılı TCK’nın 103/2, 103/3-a, 103/4. maddeleri gereğince tayin edilen cezasının aynı Kanunun 43/1. maddesiyle artırılması suretiyle fazla ceza tayini karşısında, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddine karar verilmesi,
Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Çocuğun cinsel istismarı suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurun iradesiyle hareket etme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle mağdurenin hareket etme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre de sanığın kendi rızasıyla iş yerine gelen mağdura karşı çocuğun cinsel istismarı eyleminde bulunmaları dışında onun hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketlerinin olmadığı göz önüne alındığında, ilk derece mahkemesince eylemin sadece çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması karşısında, söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 10.09.2020 gün ve 2020/1043 Esas, 2020/959 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 306. maddesi gereğince bozma hükmünün temyiz istemi reddedilen sanık ...'e TEŞMİLİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmesine, 28.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.