Esas No: 2022/2272
Karar No: 2022/4141
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2272 Esas 2022/4141 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2272 E. , 2022/4141 K.Özet:
Dava, mera komisyon kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar, tapu kaydına dayanarak adlarına tespit edilen parsellerin miktar fazlasını da mera olarak tahsis edildiğini belirterek tarım arazisi vasfında olan parseller hakkındaki komisyon kararının iptali ile adlarına tescilini istemiştir. Ancak, dava konusu taşınmazların kadastro tespiti sırasında mera vasfı ile sınırlandırıldığı ortaya çıkmıştır. Bu sebeple, hak düşürücü süre olan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi gereği, davacılar haklarını kaybetmiştir ve mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddesi gereği, meraların zilyetlikle edinilmesi de mümkün olmadığından, kamu malı niteliğinde olmaları nedeniyle hak düşürücü sürenin uygulanması gerekmektedir. Kanun maddesi, dava açılmadan önceki zamanda gerçekleşen bir durumun, haklarını kaybetme durumunu yaratabileceğini ve bu durumun zaman aşımı süresine tabi olduğunu belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15/04/2013 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/12/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mera komisyon kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı il Gıda Tarım Müdürlüğü vekili, dava konusu parsellerin bulundukları köylerde kadastro işlemleri neticesinde mera olarak tescil edilmiş olduklarını, her ne kadar davacı vekili mera tahdit komisyonunca yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu belirtse de dava konusu taşınmazların miktar fazlası olarak Hazine adına tescilli olduğunu, yasal şartları taşıdığı için mera komisyonunca mera olarak sınırlandırılmasının yapılmış olduğunu, husumet nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili ise, husumetin lehine tahsis yapılan köylere düştüğünü ve tahsisin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava tahsisten yararlanan köy ya da belediye tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerektiğinden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24/11/2014 tarih, 2014/7851 Esas ve 2014/13282 Karar sayılı ilamı ile lehine tahsis yapılan Yukarıkörücek ve Aşağıkörücek Köyü'nün davaya dahil edilmesi gerektiğinden bozulmuştur
Bozma kararına uyularak köyler davaya dahil edilmiş ve yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirmeyi de yine hakim yapacak ve uygulanacak yasa hükümlerini taraflar ileri sürmese dahi gözetecektir.
Bu kapsamda maddi olaya bakıldığında davacılar, 489, 211, 7 ve 52 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti sırasında tapu kaydına dayanarak adlarına tespit edildiğini, miktar fazlasını da 519, 142, 150 ve 256 parsellerde mera olarak sınırlandırıldığını ve mera komisyonu tarafından mera olarak tahsis edildiğini belirterek tarım arazisi vasfında olan parseller hakkındaki komisyon kararının iptali ile adlarına tescilini istemiştir.
Dava konusu taşınmazlar kadastro tespiti sırasında mera vasfı ile 13.11.1987 tarihinde sınırlandırılmış ve mera siciline kaydedilmiştir. Davacılar tapu kayıtlarının sınırlarının gayrisabit olması nedeniyle miktar fazlası olan parsellerin tarım arazisi vasfında olduğundan bahisle tescil talep ettiğine göre dava kadastro tesbiti öncesi nedene dayanmaktadır. Bu sebeple dava konusu taşınmazın mera sicilinde kayıtlı olduğu, taşınmazın kamu malı olduğu iddiasıyla da dava açılmadığından ve meraların zilyetlikle edinilmesi de mümkün olmadığından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiği, re’sen gözetilmesi zorunlu olan hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı Hazine vekili temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.