Esas No: 2022/790
Karar No: 2022/4221
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/790 Esas 2022/4221 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/790 E. , 2022/4221 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06/08/2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17/09/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, tarafların ortak murisi ... adına kayıtlı 3 adet taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiş; davacı ... 19.01.2012 tarihli celsede, taşınmazlardaki payını davalı ...’a devrettiğini belirterek, davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı ... vekili, davacı ... dışındaki tüm mirasçıların taşınmazlardaki paylarını müvekkiline devrettiklerini belirterek, davaya konu 1363 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın, üzerindeki müvekkiline ait ev ve eklentileri de gözetilerek, aynen taksim suretiyle giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 1363 No’lu parsel üzerindeki ortaklığın aynen taksim; 1165 ve 959 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın ise satış yoluyla giderilmesine dair verilen kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 20.11.2017 tarihli ve 2017/4094 Esas, 8584 Karar sayılı ilamıyla özetle; davalı ...’ın 1363 No’lu parsel üzerinde bulunan ev, ahır, samanlık ve bahçeyi kendisinin yaptığını belirterek, bu hususun taşınmazın aynen taksimi sırasında dikkate alınmasını istediği, davacı ...’ın ise ev, ahır ve odunluğun davalı tarafından yapıldığını, ev ve ahırın yakınındaki ağaçların da davalı tarafından dikildiğini kabul ettiği, ancak diğer ağaçların ve su kuyusunun ortak muris tarafından yaptırıldığını ileri sürdüğü; fen bilirkişisinin 27.01.2014 tarihli raporunda ise, ifraz projesine göre yeniden keşif yapılarak ortak muristen kalan ağaçlar ile sondaj kuyusunun ifraz sonucu oluşan kısımlara göre yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılmış ise de gerek keşif sırasında gerekse sonrasında sunulan bilirkişi raporlarında, bu muhdesatlarla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığının anlaşıldığı; bu durumda, davacının ifraz konusundaki itirazları da dikkate alınarak, ağaçların ve sondaj kuyusunun değerinin zirai bilirkişi vasıtasıyla belirlenmesi ve ivaz ilavesi suretiyle ifraz hususu da değerlendirildikten sonra işin esası hakkında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılmış; fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 13.02.2020 tarihli ifraz projesi Hüyük Belediye Başkanlığının onayına sunulmuş ve belediyenin 19.03.2020 tarihli yazı cevabı ile sunulan ifraz projesine göre, taşınmazın aynen taksiminin uygun olduğu yönünde görüş bildirilmesi üzerine, daha önce belediye encümeninden karar alınmış olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile 1363 parsel sayılı taşınmazın, 13.02.2020 tarihli fen bilirkişisi raporu ve aynen taksim krokisinde (A) ve (B) harfleriyle gösterilen şekilde iki kısma ifraz edilerek, (A) kısmının davalı ..., (B) kısmının ise davacı ... adına tesciline ve davacı tarafından depo edilen 568,13TL ivaz bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında, mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüz ölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Ayrıca aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek, bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl Özel İdaresinden, İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulmalıdır. Onay makamınca aynen taksimin mümkün olduğunun belirtilmesi halinde, taşınmazın aynen taksimine karar verilebilir. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
Dava konusu 1363 parsel sayılı taşınmazın güncel tapu kaydının incelenmesinde; Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 4.625,00 m2 yüz ölçümlü taşınmazın, tarla vasfıyla ve iştirak halinde davacı ... ve davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazın tarım arazisi (tarla) niteliğinde olduğu göz önüne alınarak, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen ifraz projesinin İl Özel İdaresinin onayına sunulmak suretiyle ifrazının mümkün olup olmadığının anılan idareden sorulması gerekirken, taşınmazın tarla vasfında olduğu gözetilmeksizin, ifrazının mümkün olup olmadığı hususunda belediyeden görüş alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan mahkemece, dava konusu 1165 ve 959 parsel sayılı taşınmazlar hakkında bir hüküm kurulmamış ise de davacı vekilinin talebi üzerine, 15.10.2021 tarihli ek karar ile anılan taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği ve taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen ek karara karşı temyiz yoluna başvuran olmadığı anlaşıldığından, bu husus bozma nedeni yapılmamış; sadece eleştirilmekle yetinilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 09.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.