Esas No: 2021/8780
Karar No: 2022/4270
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8780 Esas 2022/4270 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8780 E. , 2022/4270 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.02.2013 gününde verilen dilekçe ile asıl davada elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; karşı davada tapu iptali ve tescil veya tazminat talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 06.07.2021 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.06.2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı-karşı davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı-karşı davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ait taşınmazın davalı tarafından ağaç dikmek suretiyle işgal edildiğini belirterek, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu limon bahçesinin davalının babasından kaldığını, daha önce davacının bayiisi tarafından davalının murisine karşı açılan elatmanın önlenmesi davasının reddedildiğini, limon bahçesinin ormandan açma yerde kaldığından davacıya ait taşınmaza isabet etmediğini, Kadastro Kanununun 22/A maddesi uyarınca yapılan çalışmalar sırasında sınırlama hatası yapılması nedeniyle taşınmazların kaydığını belirterek, davanın reddini savunmuş; karşı dava olarak, davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı adına tescilini, kabul edilmediği takdirde ağaçların ve imar ihya bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar, davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmiş; Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece yapılan araştırma neticesinde, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar, davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Asıl dava, tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; karşı dava, tapu iptali ve tescili, olmazsa ağaçların ve taşınmazın imar ihya bedeline karşılık tazminat isteminden ibarettir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına göre, mahkemece mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğinden ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davalı-karşı davacının terditli talebi olan muhdesat bedelinin tahsiline ilişkin itirazına gelince;
4721 sayılı TMK’nın 684 ve 718. maddeleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK’nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir.
TMK’nın 722/1. maddesine göre; “Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur.”, TMK’nın 723. maddesine göre; “Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.”
Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların davalı-karşı davacı ve murisi tarafından dikildiği anlaşılmaktadır. Ancak çapa bağlı taşınmaza inşaat yapıp ağaç dikerken gerekli özen gösterilmediğinden iyiniyetten söz edilemez. Mahkemece, TMK'nın 723. maddesinde yer alan düzenlemeye göre davalı-karşı davacı lehine, uzman bilirkişiler vasıtasıyla asgari levazım bedeli hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava konusu taşınmaz üzerindeki 105 adet ağacın davacıya ait olduğuna karar verilerek, karşı davadaki muhdesat bedeli talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE; 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın temyiz edenlere iadesine, 3.815 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.