Esas No: 2021/1217
Karar No: 2022/4255
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1217 Esas 2022/4255 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/1217 E. , 2022/4255 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28/10/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/10/2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14/06/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklaması dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında düzenlenen 09.12.2009 tarihli adi yazılı sözleşme uyarınca davalının müvekkiline davalının yüklenici ve maliki olduğu 1539 ada 2 parselde gerçekleşecek yapıdan B4 blok 87 numaralı bağımsız bölümün satışını vadettiğini, satış bedelinin toplam 95.500,00 TL olduğunu ve bakiye 68.500,00 TL’nin dairenin tesliminde ödeneceğinin kararlaştırıldığını belirterek, dava konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, davacıya kalan bakiye borcunu ödemesi ve tapu devrini yaptırması için gönderilen ihtarnameye rağmen bedel ödenmediği için müvekkilince sözleşmenin feshedildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne 1539 ada 2 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı B4 blok 87 numaralı bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının sözleşme gereği kalan bakiye 68.500,00 TL bedelin davacı tarafından ödenmesi halinde tapu kaydının terkini ile davacı adına tesciline, davacının sözleşmeden doğan sair haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye başlıklı 19. maddesinin 1. ve 2. fıkraları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133. maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133. maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanunun 13. maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır şeklinde düzenlemeyi içermektedir.
Bununla birlikte; Bir dava açıldıktan sonra sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.
Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re'sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa önel verecektir.
Anılan maddenin 1.fıkrasına göre;
Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Yukarıda da belirtildiği üzere dava açıldıktan sonra davaya konu taşınmazın devri halinde diğer taraf dilerse temlik edenle olan davasından vazgeçerek taşınmazı devralmış yeni malike karşı davaya devam eder, dilerse temlik eden davalıya karşı açmış olduğu davasını tazminata dönüştürür.
Somut olaya gelince; davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye başlıklı 19. maddesi ile temsil kayyımı olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun atandığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na müzekkere yazılmak sureti ile, şirketin hukuki statüsünün tespit edilmesi ve kayyım sıfatının herhangi bir şekilde sona erip ermediği hususunun sorulması, temsil kayyımı sıfatı devam ediyorsa davanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na da yöneltilmesi gerekir.
Öte yandan; dava konusu İstanbul ili, ... numaralı bağımsız bölümün 29.05.2014 tarihli satış işlemiyle dava dışı İlhan Özbay’a devredildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, oluşan bu duruma göre re’sen dikkate alınması gereken Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125/2’inci maddesi uyarınca işlem yapılmalıdır.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; bakiye 68.500,00 TL bedelin davacı tarafından ödenmesi halinde tapu kaydının terkini ile davacı adına tesciline şeklinde şarta bağlı ve infaza elverişsiz hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığını, Yargıtay duruşma vekalet ücreti 3.815,00 TL‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.