Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1218 Esas 2022/4307 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1218
Karar No: 2022/4307
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1218 Esas 2022/4307 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalının kullandığı taşınmazın kayıtlı olarak kendisine ait olduğunu belirterek elatmanın önlenmesini ve 10 yıllık ecrimisil tazminatının tahsili için dava açmıştır. Mahkeme, daha önceden taraflar arasında kurulan adi ortaklığın bulunduğunu ve davalının taşınmazı muvafakata dayalı olarak kullandığını belirterek davayı reddetmiştir. Ancak, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi bozma ilamında, taşınmazın tamamının davacıya ait olduğuna ve davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Mahkeme, bozma ilamına uyarak davayı kısmen kabul etmiş ve ecrimisil talebini reddetmiştir. Davalı vekili ise, taşınmazın un değirmeninin dava dışı kişi tarafından kullanıldığını belirterek meni müdahale talebinin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, davanın meni müdahale talebinin kabul edilmesi gerektiğine hükmetmiş ve hükmü bozmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi ve hukuksuz elatmanın önlenmesi davasını düzenleyen diğer kanun maddeleridir.
7. Hukuk Dairesi         2022/1218 E.  ,  2022/4307 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01/06/2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07/07/2020 tarihli, 2018/15974 Esas - 2020/4603 karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 27/05/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin kayden paydaşı olduğu 181 ada 51 parsel sayılı taşınmazı davalının uzun bir süreden beri değirmen kurmak ve işletmek sureti ile kullandığını belirterek, dava konusu taşınmaza davalı tarafından yapılan müdahalenin men'ine ve dava tarihinden geriye doğru hesaplanacak olan 10 yıllık ecrimisil tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olmasına rağmen aslında davalı ve kardeşleri adına alındığını, söz konusu yerin işletmesini oğlu ...'in yaptığını, ecrimisil tazminatında 5 yıllık zamanaşımı süresinin olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, taraflar arasında daha önceden kurulmuş adi ortaklığın bulunduğu işletilen değirmenin başlangıçtan itibaren tarafların birlikte rızası ile faaliyetlerine devam ettiği ve herhangi bir hukuksuz elatma olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.07.2020 tarihli, 2018/15974 E, 2020/4603 K sayılı bozma ilamı ile "...1.Davacı vekilinin ecrimisil talebinin reddine ilişkin temyiz isteklerinin incelenmesinde,
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davalının dava konusu yeri kullanmasının aradan geçen süre gözönüne alındığında rızaya dayalı olmasına, bu nedenle de davalının kötüniyetinden bahsedilemeyeceğine göre, davacı vekilinin ecrimisil talebinin reddine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davacı vekilinin elatmanın önlenmesi talebinin reddine ilişkin temyiz isteklerinin incelenmesinde;
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 181 ada 51 parsel sayılı taşınmazın dörtte bir hissesinin davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır.
    Şöyle ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.
    Somut olaya gelince; dosyaya yansıyan belge ve beyanlardan, çekişme konusu taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davalının taşınmazı muvafakata dayalı olarak tasarruf ettiği dosya kapsamı ile sabittir. Ancak, dava açılmış olmakla muvafakatin geri alındığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davacının mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle, dava konusu taşınmaza davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ecrimisil talebinin reddine, elatmanın önlenmesi talebinin kabulü ile 181 ada 51 parsele davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmişlerdir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarına gelince;
    Dosyada bulunan İdil Belediyesi yazı cevabına göre, dava konusu 181 ada 51 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan un değirmeninin 24.08.2004 tarihli 507 numaralı ruhsat ile ... adına kayıtlı olduğunun belirtildiği, yine tanık beyanlarının bu durumu doğruladığı; dava konusu taşınmazın dava dışı ... tarafından kullanıldığı, davalı ... tarafından kullanılmadığı anlaşıldığından davacının meni müdahale talebi yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, meni müdahale talebinin kabulü doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
    kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    20.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara