Esas No: 2022/1279
Karar No: 2022/4343
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1279 Esas 2022/4343 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1279 E. , 2022/4343 K.Özet:
Davacı, miras bırakanın el yazılı vasiyetnamesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme, vasiyetnamenin el yazılı olduğu, gerekli unsurları taşıdığı, şekil noksanlığı bulunmadığı ve iptali gerektirecek bir hususun tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Dava, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nce bozulmuş, Fransa Hukukunun vasiyetname ile ilgili kısmının incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkeme bu karara direnmiş ve dosya Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne gönderilmiştir. Karar, 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile eklenen Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun geçici 4. maddesi uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nce incelenecektir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davası sonucunda mahkemece verilen hükmün Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, 20.06.1965 tarihinde paris'te vefat eden miras bırakan ... tarafından 16.07.1954 tarihli el yazılı vasiyetname düzenlendiğini, ... Noterliği'nde olan söz konusu vasiyetname gereğince terekedeki gayrimenkullerin farklı oranlarda davalılara bırakıldığını, miras bırakanın ölümünden sonra davalılar vekilinin başvurusu üzerine Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1097 sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılarak okunduğunu, miras bırakanın ... ilçesinde kain 954 ada 2 parsel sayılı taşınmazının 16.03.1972 tarihinde Hazine adına tescil edildiğini, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte miras bırakanın yaşının, nerede olduğunun, ruh ve akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılması gerektiğini, vasiyetnamedeki yazının murisin el yazısı olup olmadığının kesin olarak bilinmediğini ileri sürerek; dava konusu vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, iptali talep edilen el yazılı vasiyetnamenin açılıp okunması davasında vasiyetnamenin tespit ve tesciline karar verildiğini, vasiyetnamenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 538. maddesinde düzenlenen el yazısı vasiyetname koşullarına göre düzenlendiğini, davacı vekilinin vasiyetin okunması davasının 25.12.2007 tarihli duruşmasında hazır olması nedeniyle vasiyetnameyi öğrendiğini, yasada belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece ilk olarak iptal davasının 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17.05.2017 tarihli ve 2016/22758 E. 2017/7381 K. sayılı ilamyla; vasiyetnamenin iptali davasında zamanaşımı süresinin vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin davanın kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı için esasının incelenmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Davalılar vekilinin karar düzeltme talebi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 26.03.2018 tarihli ve 2017/15437 E. 2018/2985 K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; vasiyetnamenin baştan sona el yazılı olduğu ve Türk Kanuni Medenisi'nde belirtilen el yazılı vasiyetname için gerekli unsurları taşıdığı, şekil noksanlığı bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vasiyetnamenin iptali gerekçeleri kapsamında yapılan araştırmalar neticesinde vasiyetnamenin iptalini gerektirir bir hususun tespit olunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından temyiz edilen hükmün, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2020 tarihli, 2020/398-8049 E.K. sayılı ilamıyla; vasiyetçinin milli hukuku olan Fransa Hukukunun vasiyetname ile ilgili kısmının muhtevasının gerekirse bilirkişi aracılığı ile incelenmesi, bu hususta tarafların yardımının istenmesi (5718 s.K.m.2/1) ve Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi hükümlerinden de yararlanılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm verilmiş olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin karar düzeltme talebi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 27.04.2021 tarihli, 2021/2428-4697 E. K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2020 tarihli, 2020/398-8049 E. K. sayılı ilamına karşı önceki kararda direnilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2020 tarihli, 2020/398-8049 E. K. sayılı bozma ilamına direnilmiştir. 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 45. maddesi ile eklenen HMK'nın geçici 4. maddesi uyarınca direnme kararının yerinde olup olmadığını inceleme yeri Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.