Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6861 Esas 2022/4467 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6861
Karar No: 2022/4467
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6861 Esas 2022/4467 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Türk Vatandaşlığı kaybettirilen kişinin noterde yaptığı miras payı sözleşmesine dayalı olarak tapuda kardeşinin adına tescil edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, bazı taşınmazların davalılardan alınarak davacı adına tescilini ve diğerlerinin reddini hüküm altına almıştır. Ancak Yargıtay, tapudaki güncel bilgilere göre bazı davalıların artık paydaş olmadığını tespit etmiştir. Ayrıca, hüküm sonucunda çelişki yaratıldığı için hüküm bozulmuştur. Kararda, Türk Vatandaşlık Kanunu'nun 25/a ve 29/1 maddeleri detaylı olarak açıklanmıştır.
7. Hukuk Dairesi         2021/6861 E.  ,  2022/4467 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/10/2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/04/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, Türk Vatandaşlığı kaybettirilen ...'nin vatandaşlığının kaybettirilmesinden sonra hisselerini noterde yapmış olduğu miras payı sözleşmesine dayalı olarak kardeşi ...'ye devri sonucu kadastro çalışmaları sırasında bu sözleşmeye dayalı olarak ...'nin kardeşi olan davalı adına tescil edilmesi nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı Hazine vekili, dava konusu parsellerde ... adına olan hisselerin kadastro tespiti sırasında 01.07.1970 tarihli noter satış senediyle davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, ...’nin 11.04.1970 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybettirildiğini,dolayısıyla sahte satış senedi ile davalı adına yazılan ... hisselerinin tapusunun iptali ile hazine adına tescilini talep etmiştir. Davacı Hazine vekili 18.03.2004 havale tarihli dilekçesi ile tapunun iptal edilerek ... adına tescil edilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme ilk kararında davanın reddine karar vermiş, bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. HD 2005/11631 E. 2005/12996 K. sayılı ve 07.12.2005 tarihli ilamı ile, Hazinenin davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığının söylenemeyeceğini, o halde mahkemece delillerin toplanarak araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece Yargıtay 1. HD'nin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davanın kısmen kabulü ile, 119 ada 17 parsel, 113 ada 22 parsel ve 140 ada 55 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerin iptali ile davacı adına tesciline, 111 ada 5 parsel, 121 ada 14, 20 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar üzerine davacı vekili hükmü temyiz etmiş, Yargıtay 8. HD 2018/9376 E. 2019/5263 K. Sayılı ve 20.05.2019 tarihli ilamı ile, " Dosya kapsamı incelendiğinde; ...’nin, izin almaksızın Suriye Vatandaşlığına geçtiği, 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu'nun 25/a maddesi gereğince Bakanlar Kurulunca 11.04.1970 tarihinde 7/470 sayılı karar ile Türk Vatandaşlığının bu nedenle kaybettirildiği ve kararın kesinleştiği tespit edilmiştir. 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu'nun 25. maddesinde sayılan hallerde vatandaşlığı kaybetmenin sonuçlarını genel olarak hükme bağlayan aynı Kanunun 29/1. maddesinde vatandaşlığı kaybeden kişilerin kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tabi tutulacağı düzenlenmiştir. Mahkemece bu doğrultuda Bakanlar Kurulunca çıkarılan 18/11/1957 tarihli ve 4/9697 sayılı kararname ile Suriye uyrukluların paydaşı olduğu taşınmazları rızaen taksim etmelerinin yasaklandığını, 17/10/1966 tarihinde yürürlüğe giren 01/10/1966 tarihli ve 6/7104 sayılı kararname ile de Suriye uyrukluların mallarına Devletçe el konulduğunu, o halde vatandaşlığın kaybettirilmesinden sonraki tarih olan 01/07/1970 tarihinde yapılan devir sözleşmesinin hükümsüz olduğunu, bu sözleşmeye dayanak gösterilerek gerçekleştirilen kadastro tespitinin iptali ile mirasçılara intikal eden payların iptali gerektiği açıklanmış olup bu yöne ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Bundan ayrı mahkemece dava konusu 119 ada 17, 133 ada 22, 140 ada 55, 111 ada 5, 121 ada 14, 121 ada 20 ve 121 ada 22 parsellere ait kesinleşmiş kadastro tutanakları dosya arasına alınmış ve bu tutanakların edinme sütunundaki açıklamalara dayanarak dava konusu 111 ada 5 parsel ve 121 ada 14, 20, 22 parsel sayılı taşınmazların dava dilekçesinde iddia edilenin aksine satış senedine göre değil zilyetlik esasına göre tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiştir.
    Mahkemece yapılması gereken iş; davacı hazinenin tanık deliline dayandığı da gözönüne alınarak tanıklar ve yerel bilirkişiler dinlenmeli, dava konusu edilen ve mahkemece reddedilen taşınmazların Suriye Vatandaşlığına izinsiz geçen ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 25/a maddesi uyarınca vatandaşlığı kaybettirilen ...’den kalıp kalmadığı ya da davalıların miras bırakanı ...’nin sözleşmeden kaynaklı olarak değil de zilyetliği nedeniyle adına tescil edilip edilmediği tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrıntılı olarak araştırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davanın kısmen kabulü ile, 119 ada 17 parsel, 113 ada 22 parsel ve 140 ada 55 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerin iptali ile davacı adına tesciline, 111 ada 5 parsel, 121 ada 14, 20 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Somut olaya gelince, mahkemece davanın kabulüne karar verilen 119 ada 17 parsel, 133 ada 22 parsel ve 140 ada 55 parsel sayılı taşınmazların güncel tapu bilgilerinin UYAP sisteminden yapılan kontrolünde, paydaşların ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... olduğu görülmüştür. Mahkemece, hüküm sonucunda davanın kabulü ile tapu iptal ve tescil kararı verilen ... , ... ve ...'nin güncel tapu bilgilerine göre taşınmazlarda paydaş olmadıkları anlaşılmıştır. Bu nedenle ... , ... ve ...'nin taşınmazlarda paylarının kalmadığı gözetilmeden tapuda paylı malik olmayan bu kişiler aleyhine tapu iptal ve tescil hükmü kurulması doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de, dava dilekçesinde Elazığ ili, ... ilçesi, ... Beldesi 133 ada 22 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edilmesine rağmen hüküm sonucunda aynı yer 113 ada 22 parsel sayılı taşınmaz hakkında gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması sonucunuda doğuracak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
    Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara