15. Hukuk Dairesi 2012/7196 E. , 2012/8110 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup ifa edilmemiş olması sebebiyle ödenen iş bedelinin iadesi için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı, karşı dava ise iş bedelinden ödenmeyen bölümün tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın zamanaşımı yönünden reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-k.davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı-k.davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/4. maddesinde, yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere ıstisna akdinden (eser sözleşmesinden) doğan tüm davaların beş yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu hükmü getirilmiştir. Davacı yüklenici işin yapılmadığını ileri sürerek ödediği bedelin iadesini istediğinden burada uygulanması gereken zamanaşımı süresi beş yıldır. BK’nın 128. maddesi hükmünce de zamanaşımı süresi alacağın muaccel olduğu tarihten işlemeye başlar. Eser sözleşmelerinde gerek iş bedeli gerekse fazla ödeme yönünden alacak, eserin teslim edildiği ya da sözleşmenin feshedildiği tarihte istenebilir hale geleceğinden zamanaşımı da bu tarihlerden başlar. Somut olayda sözleşmenin feshedildiği ileri sürülüp kanıtlanmamıştır. Yanlar arasındaki 19.07.2004 tarihli sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından BK’nın 364. maddesi ile Dairemizin bu konudaki yerleşik uygulamalarına göre eserin sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlanıp, bedele hak kazanıldığını ispatlamak yükleniciye (somut olayda davalı-karşı davacı taşeronlara), iş bedelinin ödendiğini ispatlamak da iş sahibine (somut olayda davacı-k.davalı yükleniciye) aittir. Davalı-k.davacı tarafından teslimle ilgili deliller bildirilmesine rağmen, davacı yanca teslim için ihtarname gönderilmediğinden bahisle ispat külfeti kendisine yükletilerek gösterilen kanıtlar toplanmamıştır.
Bu konuda mahkemece teslimle ilgili ispat yükü davalı-k.davacı taşerona ait olduğundan bu konuda gösterdiği delillerin toplanıp tanıkları da dinledikten sonra saptanacak teslim tarihine göre icra takip tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçip geçmediği değerlendirilip zamanaşımı def’inin yerinde görülmemesi halinde işin esası incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile teslimi gereken tarihin teslim tarihi kabul edilip asıl davanın zamanaşımından reddi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-k.davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı-k.davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalıya geri verilmesine, 25.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.