Esas No: 2022/1291
Karar No: 2022/4435
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1291 Esas 2022/4435 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1291 E. , 2022/4435 K.Özet:
Davacı, kadim meralarının kadastro çalışmaları sırasında \"hali arazi\" vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini iddia ederek, tapu kaydının iptali ile köyleri adına mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir. Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararda, davacının istemi kısmen kabul edilerek taşınmazın tapu kaydı iptal edilmiş ve mera olarak sınırlandırılmıştır. Ancak, davacı köyünün dahili davacı olarak belirtilmesi, HMK'nın 26. maddesine aykırı olarak kararda hüküm kurulması ve bir hüküm karışıklığı nedeniyle Hazine yerine davacıya vekalet ücreti hükmedilmesi nedenleriyle Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Karar, temyiz itirazlarının kabul edilerek BOZULMASINA karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 26. maddesi: Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
- HMK'nın 297/2. maddesi: Hükmün infaza elverişli olmadığı durumlarda bozmaya karar verilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02/07/2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., kadim meralarının kadastro çalışmaları sırasında "hali arazi" vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile köyleri adına mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
Birleştirilen Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/284 Esas sayılı dosyasında davacı ..., Hazine aleyhine açtığı davada asıl davadaki dava konusu olan merada davacı ... ile müşterek kullanım hakkı olduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile köyleri adına mera olarak sınırlandırmasını istemiştir.
Davalı Hazine vekili; kadastro tespitinin doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/10/2015 tarihli karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 06/03/2019 tarihli kararı ile HMK'nın 297/2. maddesi gereğince "hükmün infaza elverişli olmadığı" gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, "asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne, Artvin ili, ... ilçesi, ... Köyü, ... mevkiinde bulunan 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, 08/10/2015 tarihli fen bilirkişi raporunun eki krokide A harfi ve mavi renkte boyalı olarak gösterilen 2350238,48 m²'lik bölümün taşınmazdan ifrazı ile mera olarak sınırlandırılmasına, mera vasfı ile özel siciline tesciline, bu bölümün kullanım hakkının ... Köyü ve ... Köyüne ait olduğuna ilişkin özel siciline şerh düşülmesine, A harfli bölümün ifrazından sonra kalan kısmın aynı adanın son parsel numarası ve tescildeki vasfı ile davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmiştir.
Hükme davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1-... vekili tarafından Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/284 Esas sırasına kaydı yapılan tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılma istemli davanın iş bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek yargılamaya devam edildiğinden .... Köyü Tüzel Kişiliğinin karar başlığında dahili davacı sıfatı ile yazılması,
2-6100 sayılı HMK'nın 26. maddesi, "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" hükmünü içermektedir. Eldeki davada, ... Köyü tarafından açılan bir dava bulunmadığı halde, HMK'nın 26. maddesine aykırı şekilde ... Köyü lehine hüküm kurulması,
3-Hükmün sondan bir önceki bendinde davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilirken hüküm karıştırılarak, kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine dair hüküm verilmesi yerine davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.