Esas No: 2022/795
Karar No: 2022/4396
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/795 Esas 2022/4396 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/795 E. , 2022/4396 K.Özet:
Dava, imar düzenlemesi işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteği üzerine açılmıştır. Davacı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmasına rağmen davalı belediye adına ihdasen tescil edildiğini ve imar uygulamaları sonucu kamu alanına terkin edildiğini ileri sürmüştür. İdari mahkeme tarafından iptal edilen imar parsellerinin sicili dayanaksız kaldığı gerekçesiyle davacı vekili tarafından tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma ilamı sonrasında, idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiği gerekçesiyle kanun değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkeme, davanın açıldığı tarihte davacının haklı olduğunu ve vekalet ücreti ödenmesi gereken davalıların farklı olması gerektiğini belirtmiştir. Kararın sonucu, temyiz itirazlarının reddedilmesi ve vekalet ücretinin belirtilen şekilde tahsili yönünde değiştirilmiştir.
Kanun maddeleri: TMK'nın 1025. maddesi, HUMK'nun 438/7 maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.05.2012 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.11.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi, Çukurova Belediyesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar düzenlemesi işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, 1352 (2037) parsel sayılı taşınmazın, 1209,85 m²'lik kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve Hazine adına ihdası gereken yerlerden olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilip, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, anılan 1209,85 m2'lik kısım üzerine de 5531 ada 3, 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede Seyhan Belediyesince yapılmış olan 37 no'lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek 5531 ada 3, 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin 1209,85 m2'lik binmeli alana isabet eden kısmının tapusunun iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 10.10.2018 tarih, 2016/1682 Esas, 2018/6585 Karar sayılı bozma ilamı ile; “...775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen ikinci kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2020/2905 Esas-2020/8420 Karar sayılı ilamı ile ‘’...Dava konusu uyuşmazlık, idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi...’’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verildi.
Hüküm, davacı vekili ile davalı ... Belediyesi ve Çukurova Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi vekilinin tüm , davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; anılan bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 1. bentte açıklanan davacı vekilinin sair, davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının; beşinci bendinin çıkarılarak yerine "Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.