Esas No: 2017/30013
Karar No: 2021/4020
Karar Tarihi: 01.04.2021
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/30013 Esas 2021/4020 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıkların her iki suçtan ayrı ayrı beraatlerine
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “18/03/2010” olarak gösterilmesi gerekirken “18/03/2013” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Sanık ...’in suça konu Halkbankası Esenler şubesine ait, keşidecisi ... olan, 18.03.2010 keşide tarihli, 7.500TL bedelli, hamiline yazılı çeki, katılanın yetkilisi olduğu ... Süt Ürünleri San. ve Dış Tic. Ltd. Şti’ye aralarındaki ticari alışveriş nedeniyle verdiği, katılan tarafından çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığının anlaşıldığı ve karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı keşideci aleyhine şikayette bulunulması üzerine, çek üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde söz konusu çekteki keşideci olarak görünen kişinin ismi altındaki imzanın keşideciye ait olmadığının tespit edildiği, çek kullanıcıları üzerinde yapılan soruşturmada suça konu çeki sanık ..."in, diğer sanık ..."dan aldığını ve kullandığını, çek üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği, sanık ..."nın ise, suça konu çeki sanık ..."e verdiğini inkar ettiği, her iki sanığın da katılanın imzalamadığını bildikleri suça konu çeki, bilerek kullanmak suretiyle menfaat temin ettikleri ve bu şekilde üzerlerine atılı banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda;
1- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan beyanı, sanıklar savunması, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sanık ..."in kovuşturma aşamasında alınan beyanında; suça konu çeki diğer sanık ..."dan almadığını, ancak öyle sandığını ifade ettiği, çekteki yazı ve imzaların sanık ..."a ait olmadığının anlaşılması karşısında, sanığın üzerine atılı suçları işlediği hususunda, cezalandırılmasına yetecek, her türlü şüpheden uzak, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin, usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasına, sanığın üzerine atılı suçlardan mahkumiyetine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan beyanı, sanığın soruşturma aşamasında; suça konu çekin arkasındaki ciro zincirinde kendi isminin bulunduğu telefon, isim ve imzanın kendisi tarafından yazıldığını ve cironun da kendisine ait olduğunu, çeki ticaret yaptığı ve mal verdiği ...’dan aldığını ve tedarikçi firması olan ... süt ürünlerine teslim ettiğini ifade etmesi, kovuşturma aşamasında ise; mal verdiği firmalardan verdiği mal karşılığında çek aldığını ancak suça konu çeki nereden aldığını hatırlamadığını beyan etmesi, diğer sanık ...’nın da; suça konu çek ile hiçbir ilgisinin olmadığını, çekte sadece isminin bulunduğunu, çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, suçlamaları kabul etmediğini savunması karşısında; suça konu çekin sanık ... tarafından ciro edilerek kullanıldığı, sanığın katılan şirket ile arasındaki ticari ilişki nedeniyle çeki verdiği, sanık ile katılan şirket arasındaki çekin verilmesine konu ilişkinin önceden doğan borç kapsamında olmadığı, sanığın suça konu çeki yetkili hamil olarak elinde bulundurduğunu ispatlayamadığı ve çekten kaynaklanan katılan zararını da gidermediği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçların yasal unsurları itibariyle oluştuğu ve sübuta erdiği gözetilmeden, hatalı değerlendirme ile sanık hakkında yazılı şekilde beraate hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.