Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4724 Esas 2022/4550 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4724
Karar No: 2022/4550
Karar Tarihi: 28.06.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4724 Esas 2022/4550 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, tapuda kayıtlı bir taşınmazda ölüm sebebine dayanarak payları iptal edilmesi ve kendi adlarına tescil edilmesi talebini içeren bir dava açtılar. Ancak, mahkeme sundukları delillere göre davacıların fiili bir taksim yaparak kullanım hakkı elde ettiğini gösteremedikleri için talepleri reddedildi. İstinaf başvurusu da reddedilince davalılar temyize gittiler. Temyiz sonucunda, dava reddedilmeliydi ancak hatalı bir değerlendirme sonucu dava kabul edilmişti. Bu nedenle, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırıldı ve ilk derece mahkemesine gönderildi.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 713/2. Maddesi: Maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. Maddesi: Temyiz incelemesi sonucunda, hüküm veren mahkemenin kararını kaldırmaya ve yerine başka bir karar vermemeye yada hüküm veren mahkemenin kararını bozmaya ve ilk derece mahkemesine göndermeye karar verilebilir.
7. Hukuk Dairesi         2021/4724 E.  ,  2022/4550 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.01.2017 gününde verilen dilekçe ile TMK'nın 713/2. maddesinde düzenlenen ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.06.2019 günlü hükmün istinaf yoluyla incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.06.2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenlerden gelen olmadı. Karşı taraftan davacılar vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR
    Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisi tarafından 1979 yılında haricen satın alınarak o tarihten beri önce muris sonra mirasçıları tarafından zilyet olunan taşınmazın maliklerinden ...’nin 1953, ...’nın 1987 yılında öldüğünü belirterek, ... ve ...’nin paylarının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde, TMK’nın 713/2. maddesinde düzenlenen ölüm ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini, dava konusu taşınmazın 2009 yılında imar uygulaması sonucu oluştuğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar hakkında, bir kısım davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, bölge adliye mahkemesince, başvurunun esastan reddine dair verilen karar, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK’nın 713/2. maddesinde düzenlenen ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
    Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nın 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
    Dava konusu 103 ada 13 parsel sayılı taşınmaz, imar uygulamasından önce 1 parsel olup, 1961 yılında tapulama sonucu çok sayıda paydaş adına tescil edilmiştir. Dava ve talep ise yalnız ... ve ...’nın paylarına yöneliktir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından ve dinlenen tanık beyanlarına göre, kayıt malikleri arasında bir taksim yapıldığına ve davacıların da davalıların murisi adına kayıtlı payları kullandığına ilişkin bir bilgi vermemişlerdir.
    Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; kayıt malikleri arasında fiili bir taksimin olmadığı ve davacılar tarafından kullanılan yerlerin de fiili taksim sonucunda iptali istenen paylara özgülenmediği açıktır. Bu durumda davacıların rastgele kullandıkları bir miktar yerin davalılar adına kayıtlı paylar olduğunun kabulü mümkün olmayıp, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 28.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara