Esas No: 2022/2489
Karar No: 2022/4523
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2489 Esas 2022/4523 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2489 E. , 2022/4523 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.07.2004 ve birleştirilen dava 07.07.2004 gününde verilen dilekçe ile meranın eski hale getirme bedelinin tazmini talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 07.05.2019 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili, duruşmasız incelenmesini davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 18.01.2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... ve Av. ... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Dava ve birleştirilen dava meranın eski hale getirme bedelinin tazmini isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların 880, 881, 882 sayılı mera parsellerini sürüp ekerek vasfını bozduklarını, Çankırı Valiliğinin 26.04.2004 tarihli Kararı ile davalılar hakkında men kararı verildiğini belirterek 92.629,00 TL tazminatın men karar tarihi olan 26.04.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili, davalı ... 'nın 880 sayılı mera parselinin 6.325 m2'lik alanın ve tapulama harici 88063 m2 alanın sürüp ekerek vasfını bozduklarını, Çankırı Valiliğinin 26.04.2004 tarihli Kararı ile davalı hakkında men kararı verildiğini belirterek 25.802,00TL'nin tazminatın men karar tarihi olan 26.04.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, dava konusu mera parsellerine tecavüz etmediklerini belirtmişler, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 880 ve 882 sayılı mera parsellerine ilişkin müdahalede bulunulduğu sabit ise de davalıların eylemlerinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın reddine, 881 sayılı mera parseli yönünden ise bu parsel kadastro mahkemesinde davalı bulunduğundan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Hükmün davacı ... vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 18.06.2013 tarihli 2013/7842 Esas, 2013/9273 Karar sayılı ilamı ile "Çankırı Valiliğinin 26.04.2004 tarihli 6 Karar sayılı davalı hakkındaki dava konusu mera parsellerine ilişkin verilen men kararı, Çankırı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/217 Esas sayılı (öncesi Çankırı Sulh Ceza Mahkemesi 2004/552 Esas 2004/734 Karar sayılı) dosya içeriği, Hamzalı Belediye Başkanlığı ile davalı İbrahim oğlu ... dışındaki davalılar arasında imzalanan dava konusu mera parsellerinin de içinde bulunduğu taşınmazlara yapılan tecavüzler nedeniyle mera ot bedeli ve diğer tazminatlar hususundaki protokol değerlendirilerek davalılar ..., ..., ... ve ...'ın dava konusu mera parsellerini kullandıkları anlaşıldığı, diğer davalı ... yönünden de tecavüz edenin davalı dışındaki ... oğlu ... olduğu yönündeki iddia da araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi ayrıca 881 sayılı taşınmaz yönünden Çankırı Kadastro Mahkemesinde devam eden davanın sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne, 92.627,33 TL tazminatın men karar tarihi olan 26/04/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleştirilen 2004/607 Esas sayılı dava dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile, 14.070,48 TL tazminatın men karar tarihi olan 26/04/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; Mahkemece davalılar ..., ..., ... ve ...'ın 140 ada 87 parsel no'lu mera taşınmazına müşterek sürüp ekmek suretiyle 72.788,16 m2, 147 ada 67 parsel nolu mera taşınmazına müşterek sürüp ekmek suretiyle 241.503,21 m2, 147 ada 66 parsel no'lu mera taşınmazına müşterek sürüp ekmek suretiyle 24.556,05 m2, tecavüzde bulundukları kabul edilerek hüküm kurulmuş, davalı ... yönünden ise 140 ada 87 parsel sayılı taşınmaza 6.325 m2, 35.777,55 m2 ve 9.369.80 m2 kısmı sürüp ekerek elattıkları kabul edilerek tazminata hükmedilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
TMK'nun 6. maddesine göre; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
Meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere ait bulunduğundan, yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini isteyebilirler. Mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarını haksız eylem sahibinden alabilirler.
Görüldüğü gibi davacı Hazinenin eski hale getirme bedelinin tahsili talebiyle açtığı davasında davalılar tarafından meraya tecavüz edildiğinin kanıtlanması gerekmektedir. Mahkemece Çankırı Valiliğinin 26.04.2004 tarihli 6 Karar sayılı davalı hakkındaki dava konusu mera parsellerine ilişkin verilen men kararı, Çankırı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/217 Esas sayılı (öncesi Çankırı Sulh Ceza Mahkemesi 2004/552 Esas 2004/734 Karar sayılı) dosya içeriği, Hamzalı Belediye Başkanlığı ile davalı İbrahim oğlu ... dışındaki davalılar arasında imzalanan dava konusu mera parsellerinin de içinde bulunduğu taşınmazlara yapılan tecavüzler nedeniyle mera ot bedeli ve diğer tazminatlar hususundaki protokol ve dosya içerisinde bulunan tanık beyanlarıda değerlendirilerek karar verilmelidir. Dosya içerisinde bulunan 04.02.2019 tarihli fen bilirkişileri tarafından hazırlanan raporda 26.04.2004 tarihli Valilik men kararına konu yerlerle ilgili krokilerin hatalı olduğu Hamzalı yolu olarak bilinen yolun kadastro paftasındaki yeri ile zeminde mevcut olan yerinin farklı olduğu, bu yol etrafında bulunan parsel sınırlarında da zemin durumu ile pafta durumu arasında uyumsuzluk olduğu belirtildikten sonra zemin durumuna göre davalıların kullandığı yerlerin daha fazla olduğu belirlenmiş, ancak davalı ... dışındaki davalılar hakkında 26.04.2004 tarihli Valilik men kararında belirtildiği gibi ..., ..., ... ve ...'ın ... Köyünde bulunan Eski 880 parsel, yeni 140 ada 87 parsel no'lu mera taşınmazına müşterek sürüp ekmek suretiyle 72.788,16 m2, eski 881 parsel, yeni 147 ada 67 parsel nolu mera taşınmazına müşterek sürüp ekmek suretiyle 241.503,21 m2, eski 882 parsel, yeni 147 ada 66 parsel no'lu mera taşınmazına müşterek sürüp ekmek suretiyle 24.556,05 m2, tecavüzde bulundukları kabul edilerek hüküm kurulmuş, davalı ... yönünden ise eski 880 parsel, yeni 140 ada 87 parsel sayılı taşınmaza 26.04.2004 tarihli 6 Karar sayılı valilik men kararında belirtilen 6.325 m2 yere ve men kararı dışında zeminde 35.777,55 m2 ve 9.369.80 m2 kısmı kulandığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece davalıların dava konusu merada kullandıkları alanın yüzölçümü şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenerek tazminat hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
Ayrıca 16.08.2008 tarihli raporda meranın kullanımının 5 yıl önce terk edilmesiyle eski bitki populasyonuna kavuşmamasına rağmen meranın %50-%60 eski haline yaklaştığı belirtildiği halde bu husus mahkemece dikkate alınmamıştır. Aradan geçen süre dikkate alınarak mahallinde yeniden keşif yapılarak meranın eski hale gelip gelmediğinin belirlenmesi, kısmen eski hale gelmiş ise, eski hale gelmeyen kısım hakkında eski hale getirme bedelinin hesaplanması gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması doğru görilmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacı vekilinin bir kısım temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 3.815,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3.815,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.