Esas No: 2022/3575
Karar No: 2022/4572
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3575 Esas 2022/4572 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/3575 E. , 2022/4572 K.Özet:
Mahkeme, tapu iptali ve tescil davasında verilen direnme kararının yerinde olduğunu belirterek, Daire kararının kaldırılması ve hükmün onanması kararı vermiştir. Davacının TMK'nın 713/2. maddesine dayanarak açtığı dava, davalılardan birinin vefat ettiği pay yönünden kabul edilmiştir. Bozma kararlarına yönelik inceleme yapılması gereken kanun maddesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 373. maddesi, TMK 713/1 ve 2. maddeleri davada kullanılan kanun maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonucunda mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen 22/03/2022 direnme kararının Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiştir. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin 7 ada 18 parsel sayılı taşınmazda paydaş bulunduğunu, davalıların murisi olan ... ve ...’in paylarının tamamını satın almış olmasına rağmen her nasılsa tapuda hala paydaş gözüktüklerini, bu durumun yolsuz tescil oluşturduğunu, ayrıca ...’ın 2000 yılında, ...’in ise 1989 yılında vefat ettiğini ve uzun yıllardır taşınmazın tamamının müvekkili tarafından kullanılıyor olması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 713/2. maddesindeki şartların da sağlandığını belirterek tapu iptali ve müvekkili adına tescilini istemiştir.
Davalı ... mirasçıları vekili, Türk Medeni Kanununun 713/2. maddede belirtilen şartların somut olayda uygulanamayacağını, daha önce açılan ortaklığın giderilmesi davasının uzatılması amacıyla iş bu davanın açıldığını, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili ise, davanın 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, tapu müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddi gerektiğini dile getirmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; tapu müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine dair verilen karar, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, bölge adliye mahkemesince, tapu müdürlüğü yönünden verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacının TMK’nın 713/2. maddesinde belirtilen hangi hukuki sebebe dayandığını belirtmesi için davacı tarafa süre verilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Davacıya verilen sürede, davacı vekili, TMK’nın 713/2. maddesinde düzenlenen “ölüm” hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtıklarını belirtmesi üzerine, mahkemece, tapu müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine dair verilen karar hakkında, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesinin esastan red kararına karşı, davacı vekilince temyiz talebinde bulunulmuş olup; Dairemiz, 14.12.2022 tarih, 2021/3377 Esas, 2021/3911 Karar sayılı ilamıyla "...dosya kapsamından ve davacı tarafından dinletilen tanık beyanlarından, dava konusu taşınmazın etrafı çitle çevrili olup, at çiftliği olarak davacı tarafından ... ve ...’ın paylarını satın aldıktan sonra taşınmazın tamamının malik sıfatıyla kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, 02.11.1989 tarihinde vefat eden ... payı yönünden, TMK’nın 713/1 ve 2. fıkralarında ifade edilen şartlar sağlandığından, ... payı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş..." gerekçesiyle ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamımıza karşı, ilk derece mahkemesince, direnme kararı verilerek dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Kanunun 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca Yargıtay hukuk daireleri tarafından verilen bozma kararları üzerine "İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir." düzenlemesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dairemiz bozma kararında; her ne kadar davalı ... payı yönünden TMK 713/2 maddesindeki şartların oluştuğundan bahisle mahkeme hükmünün bozulması gerektiği yönünde karar verilmiş ise de, bu kez yapılan inceleme sonucunda mahkeme gerekçesinin yerinde olduğu değerlendirilmiş ve bozma kararımızın yanılgılı değerlendirmelere dayandığı, başka bir ifadeyle mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmesi gerkemiştir.
SONUÇ: 1- Mahkemece verilen direnme hükmünün yerinde bulunduğu anlaşıldığından mahkemenin anılan kararının bozulmasına ilişkin Dairemizin 14.12.2022 tarih, 2021/3377 Esas, 2021/3911 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.