Esas No: 2022/2419
Karar No: 2022/4569
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2419 Esas 2022/4569 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2419 E. , 2022/4569 K.Özet:
Bu mahkeme kararı, bir taşınmazın ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasıyla ilgilidir. Davacı, taşınmazın kendisine miras yoluyla geçtiğini ancak kadastro tespiti sırasında yanlışlıkla ölen bir kişinin adına kaydedildiğini iddia etmektedir. Mahkeme önce davayı reddetti ancak Yargıtay'ın bozma kararıyla yeniden incelendi. Bu kez mahkeme, taşınmazın ölüm nedenine dayalı olarak zilyetlikle kazanımının mümkün olmadığını ve davanın reddedilmesi gerektiğini belirtti. Kanuni düzenleme olarak Türk Medeni Kanunu'nun 713/2. maddesi bu kararda detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 22/12/2021 gün ve 2021/4417 Esas, 2021/4163 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 159 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ... isimli şahıstan bedeli karşılığında müvekkilinin murisi ... tarafından satın aldığını, ancak 30.04.1976 tarihli kadastro tespit tutanaklarında bahse konu taşınmazın yanlış beyan neticesinde müteveffa ... adına tespit gördüğünü, müvekkilin bu durumdan ancak bahse konu taşınmazı Milas Belediye Başkanlığının kamulaştırmak istemesi üzerine haberdar olduğunu, bu nedenle yapılan tespite itiraz edemediğini belirterek Türk Medeni Kanunu'nun 713/2. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın kaydının iptali ile müvekkil adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş olup, davacı vekili tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 12.5.2014 tarihli ve 2014/3713 Esas 2014/5837 Karar sayılı kararı ile onanmıştır.
Onama ilamına karşı, davacı ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine; Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 29.01.2015 tarihli ve 2014/19615 Esas 2015/348 Karar sayılı ilamı ile; "...Anayasa Mahkemesi kararları ilke olarak geriye yürümezler. Yasa'nın amir hükmü gereğince, iptal kararından önce ilgili taraf yararına oluşan kazanılmış hakkın da korunması zorunludur. Ne var ki; mahkemenin kadastro tespit gününden sonraki zilyetlik araştırması amacıyla mahallinde yaptığı keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri hüküm vermeye ve olayı aydınlatmaya yeterli bulunmamaktadır. Aynı şekilde; davacının babası olan ...'den çekişmeli taşınmazın ne şekilde davacı ...'ya kaldığı, hibe edilip edilmediği veya davacının iddia ettiği gibi kardeşinin payını davacıya devredip devretmediği gibi olaylar araştırılarak davacının asli zilyet olup olmadığı ve dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı gibi hususlar netleştirilmeden karar verilmesinde de isabet bulunmamaktadır...." gerekçeleriyle karar düzeltme isteminin kabulüne, onama ilamının kaldırılmasına ve açıklanan gerekçe doğrultusunda hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, taşınmazın birinci derece arkeolojik kaza alanında kalması ve kamulaştırılmış olmasından dolayı tescil isteminin reddine, dava konusu taşınmazın kamulaştırma öncesi mülkiyetinin aidiyetinin davacı ...'ya ait olduğunun tespiti ile söz konusu kamulaştırma bedelinin talep doğrultusunda ...'ya ödenmesine karar verilmiş, kararın davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.12.2021 tarih, 2021/4417 Esas, 2021/4163 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
Onama kararına karşı bir kısım davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, TMK'nın 713/2. maddesinde düzenlenen ölüm sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
TMK'nın 713/2. fıkrasında hüküm altına alınan ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında taşınmazın 20 yıllık zilyetlikle kazanılabilmesi için taşınmaza malik sıfatıyla en az 20 yıl zilyet olmanın yanında, taşınmaz kayıt malikinin ölmüş olması ve ölüm olayının dava tarihinden en az 20 yıl önce gerçekleşmiş olması şartı aranmaktadır.
Kadastro sırasında, ölü olduğu anlaşılan ancak mirasçıları belirlenemeyen kişilerin adına tespit yapıldığı hallerde kayıt maliki olarak her ne kadar ölü olan şahıs gözükse de aslında tespit edilen ölü şahıs değil, onun mirasçılarıdır.
Somut olayda da; kadastro tutanağı incelendiğinde, 159 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle çok önceden beri ölü olduğu fakat mirasçılarının bilinemediği şerhi verilerek ... adına tespit edilmiş olduğu, iş bu tespitin 28.04.1977 tarihinde kesinleşerek tescil edildiği anlaşılmıştır. ...'in ölü olduğu açıkça bilindiğine göre, tespit ve kayıt maliki olarak mirasçılarının kastedildiği açıktır.
Bu açıklamalar karşısında, intikal yapılana kadar, dava konusu taşınmazın kayıt maliki “...” olmayıp, ...'in mirasçılarıdır.
Dosya kapsamına göre, açık kimlik bilgileri tespit edilen “...” mirasçıları hayatta bulunduğundan ve davaya taraf olarak eklenmiş bulunduklarından, taşınmazın ölüm nedenine dayalı olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Hükmün yukarıdaki gerekçeyle bozulması gerekirken, onanmasına karar verildiği bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, bir kısım davalılar vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilerek, Dairemizin 22.12.2021 tarih, 2021/4417 Esas, 2021/4163 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.12.2021 tarih, 2021/4417 Esas, 2021/4163 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 28.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.