Esas No: 2021/8696
Karar No: 2022/4566
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8696 Esas 2022/4566 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8696 E. , 2022/4566 K.Özet:
Davacı tarafından, ortaklığın giderilmesi davasına konu 2324 ve 2325 sayılı parseller üzerinde bulunan muhdesatların kendisi tarafından meydana getirildiğini açıklayarak, muhdesatın tarafına ait olduğunun tespitine karar verilmesi istenmiştir. Mahkeme davalıların beyanlarını da dikkate alarak davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uygun olarak, muhdesatın aidiyeti isteğinin kapsamında, muhdesatı meydana getirenin tespiti de olduğunu belirtmiştir. Buna göre, davaya konu edilen muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği, ancak muhdesatların davacıya aidiyetin tespiti istenemeyeceği vurgulanmıştır. Kararda, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhtesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin olmadığı, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemeyeceği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 684/1, 718 ve 722, 724, 729 maddeleri örnek gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 23/09/2013 gününde verilen dilekçe ile muhdesatın tespiti istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/06/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ve (aynı dilekçe ile) ..., ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.
Davacı taraf, ortaklığın giderilmesi davasına konu 2324 ve 2325 sayılı parseller üzerinde bulunan muhdesatların kendisi tarafından meydana getirildiğini açıklayarak, muhdesatın tarafına ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Ön inceleme duruşmasına katılan davalılardan ..., evi, ahırı ve sundurmayı davacının yaptığını, ağaçların bakımı ile davacının ilgilendiğini, davalı ..., evi davacının yaptığını, ahır ve sundurmayı kimin yaptığını bilmediğini, ağaçların bakımının davacı tarafından yapıldığını, davalı ..., evi davacının yaptığını, ahır ve sundurmayı bilmediğini, ağaçların bakımı ile davacının ilgilendiğini, davalı ..., ev, ahır ve sundurmayı beraber yaptıklarını, meyve ağaçlarının dededen kaldığını beyan etmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece (ilk kararda), davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.04.2017 tarihli ilamında belirtilen “... taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesine ilişkin Gerze Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/387 Esas sayılı dava dosyasında, davanın 21.03.2014 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bilindiği üzere, davanın taraflarca takip edilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren 3 ay içinde dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ilişkin oluşan tüm yasal hüküm ve sonuçlar başkaca bir işleme bağlı olmadan doğrudan doğruya yürürlük kazanır. Hal böyle olunca, davacının güncel hukuki yararının bulunduğundan söz edilemez. O halde; görülmekte olan muhdesatın tespitine ilişkin davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... ve (aynı dilekçe ile) davalılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1.Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılardan ..., ..., ... ve ...’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2.Davalılardan ..., ..., ... ve ...’ın sair temyiz itirazının incelemesine gelince;
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhtesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhtesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhtesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724, ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhtesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, davaya konu edilen muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, muhdesatların davacıya aidiyetin tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılardan ..., ..., ... ve ...’ın diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün 1. bendinde yer alan "ağaçların" kelimesinden sonra gelen "AİDİYETİNİN TESPİTİNE,” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "meydana getirildiğinin TESPİTİNE," ibaresinin yazılmasına hükmün HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.