Esas No: 2021/2848
Karar No: 2022/4617
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2848 Esas 2022/4617 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/2848 E. , 2022/4617 K.Özet:
Davalılar, su kaynağına müdahalede bulundukları için davacı tarafından suya elatmanın önlenmesi talebiyle dava açılmıştır. İlk mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Müdahil davacının temyiz itirazı reddedilirken, davacı vekili tarafından yapılan temyiz itirazı kabul edilerek hükmün bozulması kararlaştırılmıştır. Kararda, su kaynağı için verilen tahsis kararına dayanılarak, su rejimi kurulması ve suya elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise belirtilmemiş.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/01/2007 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve dahili davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin değer yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davalı vekili; Danıştay Başkanlığının 20/02/1953 tarih 53/17 Esas, 53/23 sayılı Kararına dayanılarak Niksar ilçesinin ..., ... ve Tokat iline bağlı ... Köyleri arasında "hali arazi" içerisinde mevcut Tokat iline bağlı ... köyü hudutlarında bulunan ( ...) suyunun içme suyu ihtiyacı bulunan aynı ilçenin ... Köyüne mevcut ... adı ile maruz suyun 1/2'sinin tahsisine dair İlçe İdare Heyetince verilen 22/05/1956 tarih ve 129 sayılı kararı uygun görülmekle heyetlerince tasdikine dair Tokat İl İdare Heyetinin 27/02/1962 tarihli ve 280/4 sayılı kararı ile de tasdik edilen bu sularına davalıların müdahalede bulunduklarını Tokat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2001/59-59 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapmadıklarını, kadimden beri kullandıkları bu suyun davalılar tarafından su kapağını kırıp, su yollarını da tahrip ederek kendi çıkarları doğrultusunda sularını keserek kendi bahçelerini sulamak için götürdüklerinin yerinde tespit edildiğini belirterek, Tokat İl İdare Kurulu kararının Danıştay kararı ile onandığı 27/02/1962 gün ve 280/4 sayılı kararında açıklandığı üzere 1/2 hakları olan bu suya davalıların elatmasının önlenmesini istemiştir.
Birleştirilen Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/67-121 Esas ve Karar sayılı dosyasında davacı ... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi davalılar ... Köyü muhtarlığı ve ... Köyü Muhtarlığı aleyhine açılan davada; ... Köyü tarafından açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu suyun bulunduğu yerin kendi köylerine ait olduğunu, suyun çıktığı yerin köylerine ait ... denilen mevkide bulunduğunu, bu yerin geçen kadastro sonucunda sehven Tokat ... Köyü sınırları içerisinde gösterildiğini; dava konusu bu suda hem ... Köyünün, hem ... Köyünün sakinlerinden tarlası olan şahısların hem de kendi köylerinin hakkı olduğunu belirterek, bu davanın Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/263 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve dava konusu suyun kadimden bu yana kendi köylerinin de kullanımında olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Müdahale talebinde bulunan ... Köyü Muhtarlığı vekili, genel su niteliğindeki dava konusu ... suyunun kadimden beri 1/3 ünün ... Köyünün, geri kalan suyun ise etrafındaki tarlalarının sulanmasında ve müvekkili köy tarafından kullanılmakta iken daha sonra 1/2 sinin ... Köyüne İdare Kurulu kararı ile tahsis edildiğini, il idare kurulunun 27/02/1962 tarih ve 280/4 sayılı kararının 2001 yılına kadar nizasız uygulanmakta iken davalı şahıslar tarafından suyun yolunun değiştirildiğini, davalı ... Köyünün de bu suyu boru döşeyerek kendi arazisine götürdüğünü, diğer davalılar ... ve ... Köylerinin suya elatmanın önlenmesi davası açtıklarını ... Köyünün kadimden beri sadece suyun çevresindeki taşınmazlarını sulamakta bu suyu kullandığını, hatta haftada 2 gün çevre tarlaların sulandığını, diğer günlerde kendi köyleri tarafından kullanıldığını, müvekkili köyün sulama suyu ihtiyacının bulunduğunu, 1980 yılında bu nedenle Köy Hizmetlerine müracaatta bulunduklarına, yapılan etütlerde sulama suyu ihtiyacını karşılamaya elverişli su kaynağının bulunamadığını, dava konusu suyun Hazineye ait araziden kendiliğinden çıktığını ve genel su niteliğinde olduğunu, genel suların kadimden beri kullanma şeklinin değiştirilemeyeceğini ileri sürerek, ... suyunun kadim kullama şekline yapılan müdahalenin menine ve eski kullanma şekline dönülmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; dava konusu suyun davalı müvekkillerinin tapulu taşınmazından çıkan özel su olduğunu, başka şahısların veya köylerin bu suda bir haklarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ve dahili davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile özellikle müdahil davacı ... (aptaldamı) Köyünün ... Köyü ( ...), ... Köyü ve ... Köyü aleyhine Niksar Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı ve 1955/429-1956/377 Esas ve Karar sayılı dosyasında dava konusu suda kadim bir kullanım hakkının bulunmadığının belirlenmesi olması nedeniyle, müdahil davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; 1956 yılında 106 ada 1 sayılı orman parselinden çıkan dava konusu ve genel su olduğu belirlenen suda 1/2 oranında kullanma hakkı davacı köye tahsis edilmiş, tahsis kararına yönelik yapılan itirazlar da reddedilmiştir. Niksar İlçe İdare Heyetinin 22/05/1956 tarih ve 129 sayılı ... adı ile maruz sayan 1/2'sinin ... Köyüne tahsisine dair karar halen geçerliliğini korumaktadır. Davacı ... Köyünün davalıların suya elattıklarını iddia etmesi ve davalıların kadim haklarına dayanarak suyu kullandıklarını belirttiklerine göre, davacı ... ile davalılar arasındaki muarazanın önlenmesi için tahsis kararındaki 1/2 miktar esas alınarak, su rejimi kurulmak suretiyle suya elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle müdahil davacı ... vekilinin temyiz itarazlarının reddine, (2) bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.