Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4261 Esas 2022/4659 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4261
Karar No: 2022/4659
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4261 Esas 2022/4659 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın esası mera vasıflı taşınmazda zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteği üzerine yapılan duruşmada kabul edilmiştir. Ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. Kararda, taraf sıfatları ve mera hukuku açıklanmıştır. Davacının dava ehliyeti bulunmadığından dava reddedilmesi gerektiği belirtilmiş ve hüküm bozulmuştur. 4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4 ve 4/4 maddeleri açıklanarak meraların özel mülkiyete konu olamayacağı, kullanım hakkının lehine tahsis yapılan köy veya belediye tüzel kişiliğine ait olduğu, Hazine'nin ise meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebileceği belirtilmiştir.
7. Hukuk Dairesi         2021/4261 E.  ,  2022/4659 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16/06/2014 gününde verilen dilekçe ile zilyetlik hukuki sebebine dayanılarak Hazine adına kayıtlı mera vasıflı taşınmazda elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, mera vasıflı taşınmazda zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 119 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin zilyetliğinde bulunduğunu, davalının dava konusu taşınmaz yakınında bulunan dükkanını genişleterek, davacının zilyetliğinde bulunan bahçeye ağaç diktiğini, bahçe kapısının kilidini değiştirdiğini, garaja kendi aracını koyduğunu ve iki ambarın anahtarını değiştirerek tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesine, davalı tarafından açılan küçük bahçe kapısının kal'i ile eski haline getirilerek duvar örülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının dava konusu yerde hakkı olmadığını, müvekkilinin ... ve ...'den hisselerini devraldığını, yıllardır bu yerin ecrimisil bedelini maliye hazinesine ödediğini, taşınmazın vasfının mera olarak sonradan değiştiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davaya müdahale talep eden ... vekili, dava konusu taşınmazın zilyetliğinin müvekkilinin babası ...’e ait iken müvekkiline geçtiğini, müvekkilinin de kardeşi davacının kullanımına bıraktığını, müvekkilinin davacı yanında davaya kabulünü talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, 119 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 17/11/2015 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen kırmızı renge boyalı 652,86m²'lik, Depo 1 olarak gösterilen mor renge boyalı 45,29m²'lik, Depo 2 olarak gösterilen turuncu renge boyalı 24,84m²'lik, Depo 3 olarak gösterilen mavi renge boyalı 27,17m²'lik ve ev olarak gösterilen sarı renge boyalı 65,08m²'lik yerdeki davalının müdahalesinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti davaya konu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, davaya konu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise davaya konu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, defi değil itiraz niteliğinde olup, taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmalıdır.
    Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
    Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Meraların mülkiyeti Hazineye, kullanım hakkı ise lehine tahsis yapılan köy veya belediye tüzel kişiliğine aittir. Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler mera olarak sınırlandırılma, yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, mera olarak sınırlandırılmasını, haksız elatmanın giderilmesini ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir.
    Somut olayda: Dava konusu edilen yerin 119 parsel sayılı 190.570 m2 yüzölçümündeki mera vasfıyla Hazine adına kayıtlı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığı, davacının mera vasıflı taşınmazda davalının kullandığı yerlere ilişkin elatmanın önlenmesi ve kal istemli talepte bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece, davacının bu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esastan incelenerek sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara