Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/3091 Esas 2021/5079 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3091
Karar No: 2021/5079

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/3091 Esas 2021/5079 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/3091 E.  ,  2021/5079 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tenkis davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi’nce davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, anneleri olan mirasbırakan ..."ın ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini 26.10.1999 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalıya temlik ettiğini, asıl amacının taşınmazlarını davalı kızına bağışlayarak mirastan mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tescilini, mümkün olmaması halinde tenkisini istemiştir.
    Davalı, annesi ile birlikte yaşadığını ve bakım yükümlülüğünü eksiksiz olarak yerine getirdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince; dava konusu taşınmazların ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya temlik edildiği, murisin terekesine göre, davalıya devredilen taşınmaz değerlerinin davalının edimi ile orantılı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ..."ın 30/09/2015 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak davacı ve davalının kaldıkları, dava konusu taşınmazların 26.10.1999 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya temlik edildiği, murisin terekesinde davalıya devredilen taşınmazlar dışında başkaca taşınmazlar olduğu, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda temlik dışı kalan taşınmazların toplam değerinin 27.863 TL olduğu, davalıya temlik edilen taşınmazların toplam değerinin ise 363.536 TL olduğu anlaşılmaktadır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Somut olayda, mirasbırakanın akit tarihinde temlik ettiği taşınmazların miktarı ile mirasbırakan üzerinde kalan taşınmazların miktarı karşılaştırıldığında; temliklerin hoşgörü ile karşılanabilecek sınırda olmadığı makul oranın aşıldığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı gerekçe ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
    Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara