Tefecilik - 5464 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/5799 Esas 2020/2677 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/5799
Karar No: 2020/2677
Karar Tarihi: 15.12.2020

Tefecilik - 5464 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/5799 Esas 2020/2677 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2020/5799 E.  ,  2020/2677 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Tefecilik, 5464 sayılı Kanuna muhalefet
    Hüküm : Beraat


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarının tefecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118-2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanıklar hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; UYAP sisteminde yapılan sorgulamada, sanık hakkında aynı suçtan İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/45 Esas sırasında kayıtlı kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, anılan davanın akıbetinin araştırılması, derdest ise davaların birleştirilmesi sonrasında, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, TCK"nın 3/1 ve 61. maddeleri de nazara alınarak, sanıklara TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından, sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunda kolluk araştırması yaptırılması, sanığın iş yerindeki pos cihazından yapılan harcamaya konu kredi kartı sahiplerinin ya da onların kartını verdiği kişilerin tanık sıfatıyla dinlenerek komisyon ya da faiz verip vermedikleri hususlarının açıklattırılarak kredi kartı ile işlem sebeplerinin tespit edilmesi sonrasında hasıl olacak sonuca göre bir karara varılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 15/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara