Esas No: 2021/8361
Karar No: 2022/4785
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8361 Esas 2022/4785 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8361 E. , 2022/4785 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16/03/2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen hüküm Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilamı ile bozulmuştur. Mahkemenin bozma ilamına direnmesine ilişkin 06/09/2016 günlü hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.04.2021 tarihli, 2017/14-2005 E., 2021/478 K. sayılı hükmü ile direnme kararı yerinde görülerek davalı ...'ün yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları ile davalı ...'in işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmekle, dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, davalı ... ile müvekkili arasında hiçbir hukuki ilişki olmadığını, babasının yönlendirmesi ile vekalet verdiğini, 700.000,00 TL'nin kendisine de verilmediğini belirterek; maliki olduğu 38 ada 27 parsel sayılı 5 no'lu taşınmaz üzerinde davalı ... lehine konulmuş olan 24.02.2014 tarihli 700.000,00 TL miktarlı ipoteğin kaldırılmasını, müvekkilinin borcu olmadığının tespiti ile 50.000,00 TL manevi tazminat ve % 20 tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; ipoteğin resmi şekilde düzenlendiğini, kesin borç ipoteği olduğunu, ipotek bedelinin ödendiğinin iddia ve ispat edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacı tarafından kendisine verilen vekaletnameye istinaden ipotek akdinin yapıldığını, yapılan işlemin hukuka aykırılık arz etmediğini ve davanın lehine ipotek konulan kişi aleyhine açılması gerektiğini belirterek husumet itirazında bulunmuş, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu 38 ada 27 parsel sayılı 5 no'lu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, davacının ipotekten kaynaklanan borcu olmadığının tespitine ve manevi tazminat talebinin reddine dair verilen hükmün davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 13.10.2015 gün ve 2015/9925 Esas, 2015/8870 Karar sayılı ilamı ile
“1-Davalı ... temyizi yönünden;
Davalı ..., Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli 4702 yevmiye no'lu ipotek aktinde davacı ...'na vekaleten hareket ettiğinden bu davada davalı sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı ... hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi gerekmektedir.
2-Davalı ... vekilinin temyizi yönünden;
Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli 4702 yevmiye no'lu ipotek akti ile ... parselde 5 no'lu meskenin tamamı ... adına kayıtlı iken ... adına vekaleten..., ...'den aldığı 700.000,00 TL bedel mukabilinde diğer kredi için ... lehine 2. derecede FBK, serbest dereceden istifade etmek üzere ipotek tesis ettiğini belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının babası... tarafından düzenlenen 14.02.2014 tarihli protokol başlıklı belge ile "... Bingöl'den şirketi adına aldığı para karşılığında ... sıralı çekleri, şahsına ait ancak kızı ...'nun üstüne kayıtlı olan ... no'lu bağımsız bölümdeki evin borcuna istinaden ipotek verileceği" taahhüt edilmiştir. Davacı ... İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2014/41927 soruşturma sayılı dosyasında alınan 25.03.2014 tarihli beyanında; "vekaletin düzenlendiği 19.02.2014 tarihinde babasının kendisini aradığını, TC numaralarını bildireceği kişilere vekalet düzenlemesini, bankadan kredi alacağını bu nedenle vekaletname istediğini, kendisine ait olan gayrimenkulü de teminat göstereceğini söylediğini" belirtmiştir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 700.000,00 TL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden; ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
Dava konusu olayda ipotek lehtarı ...'ün ipotek aktinden kaynaklanan alacağının ödenmediği, ipoteğin kaldırılması için gerekli koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı ipotek lehdarı ... vekili tarafından dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin davacının babasının şirket borçlarından kaynaklandığının bildirildiği ve ipoteğin davacının borcundan doğmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davalı ... vekili ve ... temyiz etmiştir.
HGK’nun 13.04.2021 tarihli, 2017/14-2005 E., 2021/478 K. sayılı ilamı ile “ Yapılan açıklamalar ışığı altında somut olayın incelenmesine gelince, davacı tarafından Beyoğlu 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile maliki olduğu ... parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde dilediği kişi veya kurumların doğmuş ve doğacak borçlarının veya bankaların… lehine dilediği bedel, vade, sıra ve derecede ipotekler tesis etmeye… davalı ... ve dava dışı... ve ...'in vekil tayin edildiği, Maltepe Tapu Müdürlüğüne hitaben yazılan ve davalı ... ve davalı ... tarafından imzalı talep dilekçesi ile, ... pafta 38 ada 27 parsel 5 numarada kayıtlı gayrimenkul üzerinde ... lehine 700.000TL'lik 2. dereceden FBK süreyle kesin ipotek koyulmasının talep edildiği, Maltepe Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı resmî senet ile davacı adına kayıtlı mesken niteliğindeki bağımsız bölüme talep doğrultusunda ipotek tesis edildiği görülmüştür.
33. Dosya içerisinde yer alan 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmî akit tablosu incelendiğinde, davacı adına vekaleten davalı ... tarafından davacı adına kayıtlı bağımsız bölüme ...'den aldığı 700.000TL bedel mukabilinde davalı ... lehine 2. derecede, FBK süre ile ve serbest dereceden istifade edilmek üzere olarak ipotek tesis edildiği, buna göre ipoteğin ana para [kesin borç (karz) ipoteği] olduğu anlaşılmaktadır. İpotek senedinin içeriğinde de “…adı geçen ... adına... vekaleten, ...'den aldığı 700.000.00TL(yediyüzbin) bedel mukabilinde diğer kredi için ... lehine 2. derecede… " ifadelerine yer verildiği görülmektedir.
34. Somut olayda davacı, babasının isteği üzerine Beyoğlu 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı vekâletnameyi verdiğini, davalı ... ve davalı ...'ü tanımadığını, davalı ... ile aralarında borç ilişkisi bulunmadığını belirterek haksız olarak adına kayıtlı taşınmaza tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
35. Yukarıda ayrıntısıyla bahsedildiği üzere, anapara ipoteğinde, temel ilişkiden doğmuş bulunan bir alacağın teminat altına alındığı, temel borç ilişkisinin geçersiz olması dolayısıyla alacağın bulunmadığı hâlde görünürde yapılan tescilin alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmayacağı hususu dikkate alındığında alacaklının kişisel alacağını ispat etmesi gereklidir. Bu doğrultuda, mahkemece 05.11.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı tarafa dava konusu 38 ada 27 parselde 5 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına konulan 700.000TL bedelli ipotek alacağı için alacağın ne şekilde doğduğu, davacıya hangi tarihte, ne şekilde ödendiğine dair yazılı belgeleri ibraz etmesi için iki haftalık süre verilmesine ilişkin ara karar tesis edilmiş, davalı vekili tarafından sunulan 19.11.2014 tarihli dilekçede; müvekkilinin kurucusu olduğu ... Otomotiv Gıda ve İnşaat Tah. Tic. Ltd. Şti. ile davacının babasının kurucu ortağı olduğu... Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari faaliyet kapsamında çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığı, 15.03.2014, 16.03.2014, 31.03.2014, 13.04.2014… tarihli çeklerin verildiği, davaya konu taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin bu çekler ile davacının babasının şirket borçlarından kaynaklandığı ifade edilmiştir.
36. İpotek senedinin içeriği taraflarca belirlenecek olup, ipotek sözleşmesinde hukukî ilişkiye işaret edilmesi ipoteğin tesisi için yeterli olacaktır. Davaya konu ipotek akit tablosunda davacı ... adına...'in vekâleten ...'den aldığı 700.000TL bedel mukabilinde diğer kredi için ipotek vermeyi kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı adına vekâleten davalı lehine tesis edilen dava konusu ipoteğin, davacının babasının kurucu ortağı olduğu... Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin davalı ... ...'e olan borcuna ilişkin olduğuna kabule olanak bulunmamaktadır. İpotek alacağa bağlı bir... olduğundan, tarafların alacağı ipotekle teminat altına alma konusunda anlaşmaları ve bu yöndeki iradelerini Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca resmî şekilde işlem yaparak yerine getirmeleri gerekmektedir. Başka bir deyişle, ortada davacının dava dışı babasının veya babasının kurucu ortağı olduğu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı lehine dava konusu taşınmaza ipotek tesis edildiğine dair resmî şekilde düzenlenmiş ipotek akdi bulunmayıp aksine, davacının davalıdan aldığı borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiştir. Davalının da davacıdan alacaklı olmadığı kendi beyanı ile sabittir.
37. O hâlde, davacı ile davalı ... arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebi yerindedir.
38. Diğer taraftan, davacı vekilinin, davalı ...'in davacının iradesine aykırı olarak ve davalı ile birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazda davaya konu ipoteği davacı adına vekâleten tesis ettiğini, tesis edilen bu ipoteğin dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olduğunu ileri sürerek ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti taleplerinin yanında tazminat isteği de bulunduğu gözetildiğinde, eldeki davada davalı ...'e husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
39. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davacı tarafından Beyoğlu 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamesi ile adına kayıtlı taşınmaz üzerinde dilediği kişi veya kurumların doğmuş ve doğacak borçlarının veya bankaların….kullandığı, kullanacağı krediler ve teminat karşılığı olmak üzere gerçek ve tüzel kişiler, …lehine dilediği bedel, vade, sıra ve derecede ipotekler tesis etmeye davalı ...'in vekil tayin edildiği, anılan vekaletnameye istinaden davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı ipotek akdi ile davalı ... lehine 700.000TL bedel mukabilinde ipotek tesis edildiği, ipotek resmî sözleşmesinden ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği niteliğinde bulunduğu, davacı tarafından verilen vekaletname gereğince vekil tarafından gerçekleştirilen ipotek işlemi usulüne uygun olarak resmî şekilde yapılmış olduğundan geçerli olduğu, bu durumda ancak ana paranın, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi hâlinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceği, somut olayda davacı tarafından ipotek akdinden kaynaklanan alacağın ödenmediği, her ne kadar ipoteğe temel teşkil eden borcun davacının babasına ait şirketin davalı ...'e olan borcundan kaynaklandığı belirtilmiş ise de, bunun sadece borcun açıklamasına ilişkin olduğu ve ipoteğin geçerli olarak kurulmuş olmasına etkili olmadığı, kaldı ki davacının babası vefat etmiş olup mirasçı olarak davacının babasının borcundan da sorumlu olduğu, davacının ipotek akdinin aksini ispatlayamadığı gözetilerek direnme kararının bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş, Kurul çoğunluğunca kabul edilmemiştir.
40. Hâl böyle olunca mahkemenin direnme kararı yerindedir.” gerekçesiyle direnme kararı yerinde görülerek; davalı ...'ün yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları ile davalı ...'in işin esasına yönelik temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya dairemize gönderilmiştir.
2- Davalı ...'in işin esasına yönelik temyiz itirazlarına ilişkin yapılan incelemede;
Davacı tarafından Beyoğlu 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile maliki olduğu ... parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde dilediği kişi veya kurumların doğmuş ve doğacak borçlarının veya bankaların… lehine dilediği bedel, vade, sıra ve derecede ipotekler tesis etmeye… davalı ... ve dava dışı... ve ...'in vekil tayin edildiği, Maltepe Tapu Müdürlüğüne hitaben yazılan ve davalı ... ve davalı ... tarafından imzalı talep dilekçesi ile, ... ilçesi, ... numarada kayıtlı gayrimenkul üzerinde ... lehine 700.000TL'lik 2. dereceden FBK süreyle kesin ipotek konulmasının talep edildiği, Maltepe Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı resmî senet ile davacı adına kayıtlı mesken niteliğindeki bağımsız bölüme talep doğrultusunda ipotek tesis edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamı itibariyle değerlendirildiğinde; davaya konu ipotek akit tablosunda davacı ... adına...'in vekâleten ...'den aldığı 700.000TL bedel mukabilinde diğer kredi için ipotek vermeyi kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalı ...’e verilen vekaletname içeriği ve Maltepe Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı resmî senedinin incelenmesi neticesinde; davacı tarafından davalı ...’e verilen Beyoğlu 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı vekaletnamesinde, vekil eden tarafından vekile “ borçlandırma “ yetkisi verilmediği halde, vekil ... tarafından vekaletname kapsamı aşılmak suretiyle vekil edeni adına borçlanılarak vekil edene ait taşınmaza ipotek konulmasına sebebiyet verildiği bu sebeple sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle davalı ...'in işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı ... vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına ilişkin yapılan incelemede; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'in işin esasına yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE; 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı olan onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
...