Esas No: 2021/4267
Karar No: 2022/4718
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4267 Esas 2022/4718 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4267 E. , 2022/4718 K.Özet:
Davacılar, davalı tarafından izinsiz olarak taşınmaza kurulan baz istasyonu sebebiyle müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istemiyle dava açtı. İlk derece mahkemesi, müdahalenin önlenmesi davasını kabul etti, ecrimisil yönünden ise kısmen kabul etti. Davalı, kararı temyiz etti ancak Yargıtay kararı onayladı. Ancak, karşı oyda, tapu kaydı üzerinde şerh olmamasına rağmen ilgili parsellerin pasife alındığı ve yeni kayıt örneğinin farklı bir parsel olarak tescil edildiği belirtildi. Davalının baz istasyonunun başka bir parselde olma iddiası da dile getirildi. Bu nedenle, tapu kayıtları ve krokilerinin yeniden incelenerek mahallinden keşif yapılması gerektiği belirtildi. Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu, Tapu ve Kadastro Kanunu.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... vd.
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22/06/2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/06/2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/07/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Davacı vekili dilekçesinde, davalı tarafından izinsiz olarak taşınmaz üzerinde kurulan baz istasyonu sebebiyle müdahalenin önlenmesi, 5 yıllık kira bedeli olarak 10.000 TL davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu toplanan deliller itibariyle müdahalenin önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiş; neticeten dairemizin sayın çoğunluğu kararın onanması yönünde karara ulaşmış ise de, aşağıdaki şekilde muhalefet görüşümüz açıklanmıştır.
1. Davacıya ait parsel, ...,...,... numarada yer almakta olup, tapunun ... adına tam hisse ile kayıtlı olduğu, gelen kayıt itibariyle parsel kaydı üzerinde herhangi bir şerhin bulunmadığı dosyadaki bilgilerden anlaşılmaktadır.
2. Ancak Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün açık ekranından yapılan sorgulamada, ilgili parselin 24/11/2020 tarihli 34/02 sayılı Kanununun 22/A maddesi gereğince yenilemenin tescili işlemi ile pasife alındığı görülmüş ve yapılan araştırmada yeni kayıt örneğinin aynı yer 724 ada 95 sayılı parsel olarak tescil edildiği görülmüştür.
Yine davalı vekilinin savunmasında belirttiği ve baz istasyonun davacı parseli değil bitişik başkasına ait 47 numaralı parselde yer aldığı iddiası yönünden yapılan sorgulamada da, bu parselinde pasife alındığı ve yeni tapu bilgisinin 724 ada 32 sayılı parsel olduğu belirgindir.
3. Öncelikle pasife alınma tarihinden önce yapılmış olan keşif (01/12/2011) sonucu düzenlenen raporların sağlıklı olmadığı, yeni parsel krokileri itibariyle tam olarak gerçeği göstermeyeceği açık olup öncelikle mahkemenin sağlıklı tapu kayıtları ve krokilerini getirerek mahallinden yeniden keşif yapması daha doğru olacaktır.
4. Çünkü davalı vekili ısrarla baz istasyonunun farklı bir parselde bulunduğunu ısrarla belirtmekte ve delil listesine ekli Harita Mühendisi ... ’a ait durum haritası, kadastral parsel bilgileri, aplikasyon detay bilgileri gibi belgelerin mahkemece dikkate alınmadığı gibi, keşifte hazır bulunan bilirkişi kadastra teknisyeni ... ’a ait raporda da tartışılmamıştır.
5. Davalının gerek savunması, gerek bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmaması, gerekçede tartışılmaması en azından savunma hakkının ihlali ve böylece adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracağı açıktır.
6. Keşif ara kararının yeterli açıklıkta bulunmaması, davalı vekilinin ne şekilde haberdar olduğu ve davalının keşifte hazır bulunmamasının haklı olup olmadığı hususlarıda ayrıca izaha muhtaç usul eksikliklerine işaret etmektedir.
7. Bilirkişi raporuna yapılan itirazın karşılanmaması sebebiyle, ileride telafisi imkansız bir durumun ortaya çıkması söz konusu olup, eğer baz istasyonu müştemilatı farklı bir parselde kalmakta ise, bu yerin kullanılmaması, gerektiğinde yıkılması gibi zararlı bir sonuç doğuracaktır.
8. Genel Müdürlüğün parsel bilgilerinde ve ekranda tespit edilen kroki görüntülerinde dahi, istasyonun bitişik başkasına ait parselde kalma ihtimali yüksek görünmekte olduğuna göre, yapılacak olan ilk derece mahkemesi kararının eksik inceleme gerekçesi ile bozulması ve tarafların hazır bulunacağı bir ortamda iddia ve savunmaların, buna bağlı olarak delillerin değerlendirilmesi olması gerekeceği açıktır.
9. Neticeten eksik incelemeye dayalı ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun onama kararına katılmadığımı açıklıyorum.
...