Esas No: 2022/2517
Karar No: 2022/4901
Karar Tarihi: 06.09.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2517 Esas 2022/4901 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2517 E. , 2022/4901 K.Özet:
Davacı, davalılara ait olan 2 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin ecrimisillerinin davalılardan tahsil edilmesi ve mülkiyetin kendilerine döndürülmesi için dava açmıştır. Mahkemece, dava kısmen kabul, kısmen reddedilmiştir. Ancak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, verilen kararı bozmuş, dava konusu taşınmazların kullanımı hakkında yeterli inceleme yapılmadığı ve ecrimisil miktarının tespit edilmediği gerekçesiyle yeniden karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yargıtay, ecrimisil konusunda 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'na da değinerek, ecrimisilin haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirildiğini ve kira geliri karşılığı oluştuğunu belirtmiştir. Mahkeme kararı, davalı ... yönünden bozulmuş, diğer davalıların davası ise kısmen kabul edilmiştir. HUMK'nun 428. maddesi uyarınca karar bozulmuştur.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/10/2013 gününde verilen dilekçe ile ecrimisil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 16/09/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 2 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin, evveliyatında davacı ile davacının eşi ... adına 1/2’şer hisselerle kayıtlı iken, davacının hissesinin baskı ve kandırmalarla davalılardan ... tarafından devir alındığını, davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda, ½ hissenin tekrar davacı adına tesciline karar verildiğini, kararın 23.04.2013 tarihinde kesinleştiğini, davalıların, 2 numaralı bağımsız bölümü lokanta olarak, 4 numaralı bağımsız bölümü ise konut olarak kiraya vermek suretiyle gelir elde ettiklerini açıklayarak, mülkiyetin davacıya döndürülmesi için geçen yedi yıllık süre içindeki ecrimisilin davalılardan alınmasına, taşınmazların ne şekilde kullanılacağının mahkemece düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ... vekili, davacı tarafın, dava konusu taşınmazlardaki hisselerini bilfiil kullandığını, kaldı ki tapu iptali ve tescil davasında verilen hükmün kesinleşme tarihinden itibaren ecrimisil talep edilebileceğini beyanla davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen ilk kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince ‘‘...Davacı taraf, temyize konu 2 numaralı bağımsız bölümün, 2006 yılından beri kiraya verilmek suretiyle davalıların kullanımında olduğunu iddia etmiş, davalı ... ise davacının taşınmazdaki hissesini bilfiil kullandığını beyan etmiştir. Taraflar tanık deliline dayanmasına rağmen mahkemece tanıklar dinlenmemiş, 2 numaralı bağımsız bölümün davalı ...’un kullanımında olup olmadığı, kullanımında ise hangi tarihler arasında kullanımında olduğu, bu kullanımın taşınmazın tamamına ilişkin olup olmadığı, davacının ecrimisil talep ettiği dönemde 2 numaralı bağımsız bölümden herhangi bir şekilde yararlanıp yararlanmadığı hususları araştırılmamış, davaya konu taşınmazların kiraya verilmek suretiyle gelir elde edildiği iddia edilmiş olmasına rağmen bu yöne ilişkin deliller toplanmamış, mahkemece, kararın gerekçe kısmında, 2 numaralı bağımsız bölümün 2007 yılından beri davalı ...'nın kullanımında olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, bu tespitin dayanağı belge ve bilgiler açıklanmamış, bu haliyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli olmadığı halde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiştir...’’ gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Somut olaya gelince; mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde; davalı tarafından dava konusu 2 numaralı bağımsız bölüme yapılan tadilat bedelinden davacıya düşen kısmın da davacıdan tahsil ya da mahsup edilmesine dair talebi, davalının kiracısı ... tarafından 2013 yılında yapılan tadilat dolayısı ile 7.000,00.TL bedelin kiraya mahsup edildiği ve davalının yalnızca hissesine düşen kısımlar için kira bedeli aldığı yönündeki beyanları ile yerel mahkemece talep edilmesi üzerine Gelir İdaresi Başkanlığından gönderilen ve davalı ...’nın kiralayan sıfatı ile, dava dışı ... ’in ise kiracı sıfatıyla 02.05.2011 tarihinde aylık 700 TL’ye kira sözleşmesi imzalamış olduklarının anlaşılmasına göre; davalı ...’nın dava konusu taşınmazlardan 2 numaralı bağımsız bölümü fiilen kullanmadığı tespit edilmişse de, dava konusu taşınmazda kiraya vermek suretiyle tasarrufta bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyleyken, yerel mahkemece davalı ... yönünden davanın reddine dair verilen karara yönelik davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir.
Bu durumda mahkemece; dava konusu dairenin davalı ... tarafından kiraya verilmek suretiyle kullanıldığı anlaşılmakla, davacının talebi doğrultusunda ecrimisil miktarı tespit edilmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ve dosya kapsamı ile çelişecek şekilde, davalı ... yönünden davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece; davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddi ile davalılar ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen karar temyiz edilmediğinden bu hususlarda bir inceleme yapılmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.